Müzzemmil Suresi
Kuranı Kerim’in 73.suresi olan Müzzemmil Suresi
Mekke’de nâzil olmuştur; 10, 11 ve 20. âyetlerinin Medine’de nâzil olduğu rivayet edilmiştir. 20 ayettir. Sure, adını, ilk âyetindeki “el-müzzemmil” kelimesinden almıştır. “Müzemmil” örtünüp bürünen demektir.
Hadis kaynaklarında anlatıldığına göre Hz. Peygamber Hira mağarasında ilk vahyi aldığında bu olaydan fevkalâde etkilenmiş, doğruca evine gidip eşi Hz. Hatice’ye,
-“Beni örtün, beni örtün!” demiş; onlar da üzerine bir örtü örtmüşler, korkusu geçip rahatlayıncaya kadar bu şekilde kalmıştır (bk. Buhârî, “Bed’ü’l-vahy”, 3, 7; Müslim, “Îmân”, 252, 255).
İşte 1. âyetteki “müzzemmil” kelimesi onun bu halini ifade etmektedir. Hz. Peygamber örtüsüne bürünmüş bir halde dururken yine Cebrail gelmiş ve “Ey örtüsüne bürünen!” hitabıyla başlayan yeni vahiyler getirmiştir (bk. Şevkânî, V, 364; İbn Âşûr, XXIX, 256). Bundan sonraki Müddessir sûresi de aynı sebeple gelmiştir.
Çünkü bu durum bir süre devam etmiştir. Bununla birlikte “örtüsüne bürünen” ifadesine mecaz olarak, “peygamberlik kisvesine bürünen, Kur’an’a bürünen, uyumak için örtüsünü üzerine çeken, uykuya dalmış olan, kendi kendine dalıp düşünen” anlamları da verilmiştir (Şevkânî, V, 364; Esed III, 1200)
- Ayette Hz. Peygamber’e gecenin büyük bir kısmını ibadetle geçirmesi emredilmiş; 3 ve 4. âyetlerde ibadet süresinin miktarı gecenin yarısı veya daha azı yahut biraz fazlası olarak tayin edilmiştir. 20. âyette ise bu sürenin, üçte ikisine yakın, yarısı, üçte biri olarak uygulandığı bildirilmiştir.
Çoğunlukla tefsirlerde gece kalkıp namaz kılmanın Hz. Peygamber’e farz olduğu, beş vakit namaz farz kılındıktan sonra da bu ödevin aynen devam ettiği bildirilmektedir. Teheccüd adı verilen bu gece namazı yükümlülüğü Hz. Peygamber’e mahsus olup ümmetinin de geceleyin kalkıp bu namazı kılmaları sünnet kabul edilmiştir (İbn Âşûr, XXIX, 258; ayrıca krş. İsrâ 17/79).
“Tane tane, hakkını vererek oku” diye çevirdiğimiz fiilin masdarı olan tertîl, sözlükte “bir şeyi güzel bir şekilde sıralamak, dizmek, açığa çıkarmak ve açıklamak” anlamlarına gelmektedir.
Burada Kur’an’ın açık ve düzgün bir şekilde, tane tane ve yavaş yavaş, mânası üzerinde düşünerek okunması kastedilmektedir. Bu şekilde okumak Kur’an’ı anlamaya ve mânalarını düşünmeye daha elverişli olduğu için yüce Allah böyle okunmasını emretmiştir. Hz. Peygamber’in Kur’an’ı, harflerinin hakkını vererek ağır ağır okuduğu rivayet edilir (İbn Kesîr, VIII, 276).
Rahman ve Rahim (olan) Allah’ın adıyla.
- Ey örtünüp bürünen (Resûlüm)!
- Birazı hariç, geceleri kalk namaz kıl.
- (Gecenin) yarısını (kıl). Yahut bunu biraz azalt.
- Ya da bunu çoğalt ve Kur’an’ı tane tane oku.
- Doğrusu biz sana (taşıması) ağır bir söz vahyedeceğiz.
- Şüphesiz gece kalkışı, (kalp ve uzuvlar arasında) tam bir uyuma ve sağlam bir kıraata daha elverişlidir.
- Zira gündüz vakti, sana uzun bir meşguliyet var.
- Rabbinin adını an. Bütün varlığınla O’na yönel.
- O, doğunun da batının da Rabbidir. O’ndan başka ilah yoktur. Öyleyse yalnız O’nun himayesine sığın.
- Onların (müşriklerin) söylediklerine katlan ve onlardan güzellikle ayrıl.
- Nimet içinde yüzen o yalancıları bana bırak ve onlara biraz mühlet ver.
- Hiç şüphesiz bizim nezdimizde (onlar için hazırlanmış) boyunduruklar, yakıcı bir ateş, var.
- Boğazdan geçmez bir yiyecek ve elem verici bir azap var.
- O gün (kıyamet günü) yeryüzü ve dağlar sarsılır; dağlar çöküntü ile akıp giden kum yığınına döner.
- Nasıl Firavun’a bir elçi göndermiş idiysek doğrusu size de, hakkınızda şahitlik edecek bir peygamber gönderdik.
- Ama Firavun o peygambere karşı gelmiş, biz de onu ağır ve çetin bir şekilde muaheze etmiştik.
- Peki inkâr ederseniz, çocukları ak saçlı ihtiyarlara çevirecek o günden kendinizi nasıl koruyabileceksiniz?
- Gökyüzü bile onunla (o günün dehşetiyle) yarılacaktır. Allah’ın vâdi mutlaka yerine gelir.
- İşte bu (anlatılanlar), şüphesiz bir öğüttür. Artık kim dilerse Rabbine (varan) bir yol tutar.
- (Resûlüm!) Senin, gecenin üçte ikisine yakın kısmını, (bazen) yarısını, (bazen de) üçte birini yatmadan (ibadetle) geçirdiğini ve beraberinde bulunanlardan bir topluluğun da (böyle yaptığını) Rabbin elbette biliyor. Gece ve gündüzü (içinde olup bitenleri iyiden iyiye) ölçüp biçen ancak Allah’tır.
O sizin, bunu sayamayacağınızı bildiği için, sizi bağışladı. Artık, Kur’an’dan kolayınıza geleni okuyun. Allah bilmektedir ki, içinizde hastalar bulunacak, bir kısmınız Allah’ın lütfundan (rızık) aramak üzere yeryüzünde yol tepecekler, diğer bir kısmınız da Allah yolunda çarpışacaklardır.
O halde Kur’an’dan kolayınıza geleni okuyun. Namazı kılın, zekatı verin, Allah’a gönül hoşluğuyla ödünç verin. Kendiniz için önden (dünyada iken) ne iyilik hazırlarsanız Allah katında onu bulursunuz; hem de daha üstün ve mükâfatça daha büyük olmak üzere. Allah’tan mağfiret dileyin, şüphesiz Allah çok bağışlayıcı, çok esirgeyicidir.
Müzzemmil Suresi
Antika ve Porselen Tamiri | Antika Hastanesi