Peygamberimizin Sünnetlerinden
Enes b. Mâlik (R.A) rivayet ediyor: Peygamberimiz’in (SAV) mührünün nakşında (kaşı) birer satır halinde, “Muhammed-ResulAllah” yazılı idi.
Bazı rivayetlerde yüzüğün kaşında “Bismillah, Muhammed, Resulullah” yazılı olduğu bildirilmiştir. Ancak doğru olan Tirmizî’nin rivayetidir.
Enes (R.A) anlatıyor: Muhakkak Resul-i Ekrem (SAV) kisrâ, kayser ve necâşîye mektup yazdı. Ona;
-“Bunlar mühürsüz mektup kabul etmez” denmesi üzerine, Resulullah Efendimiz (SAV) bir yüzük döktürdü.
Halkası (kaşı) gümüştü. Buna “Muhammedün resulullah” kazıldı. Hadisçilerin rivayetlerinden üç mektup yazıldığı anlaşılmaktadır. Bu mektuplardan biri kisrâya gönderildi. Acem hükümdarı kisrâ, inadından daveti kabul etmediği gibi mübarek mektubu parça parça etti. Peygamberimiz (SAV) bunu duyunca,
-“Allahım onun mülkünü parça parça eyle ve perişan et” buyurdu.
Hz. Ömer zamanında Acem mülkü müslümanların eline geçti. İkinci mektup Bizans hükümdarı Kayser’e gönderildi. Kayser mektup eline geçince sakladı, Müslümanlığı kabul etti, lâkin askerlerinin kendisini öldüreceğini bildiği için açıklayamadı. Üçüncü mektup Habeşistan hükümdarı olan Necaşi’ye gönderildi. Mektubu alınca Necaşi iman etti ve Peygamberimiz’e (SAV) hediyeler gönderdi.
Enes (R.A) şöyle söylüyor: Muhakkak Peygamber Efendimiz (SAV) helaya gideceği sırada mühürlü yüzüğünü çıkarırdı. Kişinin yüzüğünde “Abdullah, Abdurrahman, Muhammed, Ahmed, Musa, İbrahim” gibi Allah’ın ya da peygamberlerden birinin adı varsa helaya girerken yabanda da (sahrada) olsa yüzüğünü çıkarmalı. Unutup orada hatırına gelmişse avcu içine almalı veya cebe koymalı. Koymamak mekruhtur; bazıları ise haram olduğunu ileri sürmüşlerdir.
Ebu Hüreyre (R.A) anlatıyor: Şüphesiz Resul-i Ekrem Efendimiz (SAV), “Sizden biriniz bir ayağı giyili diğeri yalın olarak yürümesin, ya ikisini de giysin ya da ikisini de çıkartsın” buyurdu. Hz. Peygamber (SAV) bir ayağına ayakkabısını giyip diğerine giymemişken hiç yürümemiştir. Hatâbî şöyle söyler: Mest, ayakkabı, çizme, çorap gibi çift olan şeylerin tekini giymek diğerini bırakmak; cübbenin bir kolunu giyip diğerini giymemek mekruhtur.
İbnü’l-Arabî, “Böyle tek giyinerek yürümek şeytan işidir” derken; Beyhakî, “Şöhreti gerektirdiğinden uygun değildir, meşhur olmayı gerektiren her şeyden kaçınmak lazımdır” demiştir.
Câbir (R.A) rivayet ediyor: “Şüphesiz, Resulullah Efendimiz (SAV) sol elle yemeyi, bir ayağı giyilmiş yürümeyi yasak etmiştir.”
Hz. Peygamber, sol ile yiyip içmek şeytana uymak olacağından ümmetini bundan sakındırmıştır.
İbn Ömer’den rivayet edilmiştir: Resul-i Ekrem Efendimiz (SAV), “Ümmetimden hiç biriniz sol elle yiyip içmesin, şeytan böyle yer içer, ona benzemesini” buyurmuş, küçüklere de sağla yedirip içirmeyi tembih etmiştir. Dolayısıyla günahkâr olmamak için şeytana benzememek gerekir. Ömer b. Ebu Seleme’den rivayet edilmiştir: “Ben Peygamberimiz’in (SAV) kucağında idim, bana, sağ elinle ye ki öyle yemeye alışmış olasın’ buyurdu. ”
Ebu Hureyre (R.A) anlatıyor: Muhakkak Peygamberimiz (SAV), “Ayakkabınızı sağdan giymeye, soldan çıkarmaya başlayınız. Önce sağ giyilmiş, çıkarılırken önce sol çıkarılmış olsun” buyurdu. Hadiste önce ayakkabıyı giymenin usulü tarif edildikten sonra sonunda yine sağdan giyilip, soldan çıkarmaya başlanacağının tekrar edilmesinin sebebi müslümanlara açık ve net bir şekilde anlatmak içindir.
İbn Hacer ve Kadı İyâz ayakkabıyla ilgili Hz. Peygamber’İn (SAV) emirlerinin müstehap olduğunda icmâ olduğunu söylemişlerdir.
Hz. Âişe (R.A.H) anlatıyor: Peygamber (SAV) taranmakta, ayak giymekte, abdest almakta olduğu gibi, şerefli işlerde gücü yettiği kadar sağdan başlamayı severdi.
Resulullah Efendimizin (sav) sürme çekmesi
İbn Abbas (R.A) rivayet ediyor: Yüce Peygamber (SAV),
-“İsmid ile sürme çekiniz. Bu göze cila verir” buyurdu.
İbn Abbas der ki: Resulullah’ın (SAV) sürmedanlığı vardı, her gece yatmadan sağ ve sol gözüne üçer kere bu sürmeden çekerdi. İbn Abbas (R.A) rivayet ediyor: Peygamber Efendimiz (SAV) uykudan önce üç kez sağ, üç kez sol gözüne ismidle sürme çekerdi. Câbir (R.A) buyuruyor: Peygamberimiz (SAV),
-“Uykuya varacağınızda ismid sürmesi çekiniz, çünkü göze cila verir, kirpikleri bitirir” buyurdular.
Bedenle olan ibadetler sebeplerinin tam olmasıyla ve Allah’a kalp rahatlığı ile yönelmekle olur. İsmidin göze faydası yalnız maddi değildir. Göz, kirpik, sağ olursa, kıbleye yönelmek, Kur’an ve kitap okumak, varlığa bakarak Allah’ın kudretini, birliğini görüp ibret almaya yarar.
Resulullah Efendimiz (SAV), sürmeyi süs için değil, ilaç olarak buyurmuştur. İmam Mâlik (R.A),
-“Erkeklerin, tedavinin dışında süs için sürme kullanması mekruhtur” demiştir.
İbn Abbas (R.A) rivayet ediyor: “Resul-i Ekrem (SAV),
-“Sizin sürmelerinizin hayırlısı, ismiddir ki göze cila, kirpiklere kuvvet verir” buyurdu.
İbn Ömer (R.A) naklediyor: Resulullah (SAV),
-“İsmid sürmesine devam edin, çünkü o göze cila verir, kirpikleri bitirir” buyurdu.
Uykudan evvel sürme çekmek sünnet, uykudan sonra sünnet değildir. Allah’ın sevgilisi, peygamberlerin sultanının gözleri kudretten sürmeli iken uykudan önce çeker, uykudan sonra abdest alınca sürme gidip izi kalırdı. Sürme önce üç kez sağa sonra sola çekilmeli, sabah kalkınca, abdest alınır sürme gider eseri kalır. Sünnet olan budur.
Peygamberimizin Sünnetlerinden