Namazı cemaat ile kılmak
Namaz ve cemaat ile Allah Resulü (SAV) müminleri bir araya getiriyordu. Böylece ibadetlerini ifa etmek için gelen müminler dünya birlikteliğini de sağlıyorlardı. Fahr-i Kainat Efendimiz cemaate herkesin katılmasını istiyor ve devamlılığı tavsiye buyuruyordu.
Abdullah b. Ümmü Mektüm anlatıyor: “Ya Resulallah, dedim, ben körüm. Evim de mescidden uzak, elimden tutup beni mescide getiren biri varsa da o da yumuşak davranmıyor. Namazlarımı evimde kılmam için bana izin verir misin? Allah Resulü (SAV) sordu:
-“Çağrıyı (ezanı) duyuyor musun?”
– “Evet.”
– “Öyleyse sana ruhsat veremem, buyurdu.”
Namaz sadece ferdi boyutu olan bir ibadet değildir. Bu yüzden cemaatle kılınması gereklidir. Mecburiyet dolayısıyla kimi durumlarda tek başımıza kılabiliriz. Fakat elverdiğince cemaate devam etmemiz gerekir. Cemaat kulluk şuuru kazanmamızı sağlar, birlik olmamızı kolaylaştırır. Nasıl ki namaz fert olarak mümin için dirlikse, cemaatle namaz kılmak da toplum için dirlik ve birlik sebebidir.
İhlaslı bir şekilde namaz kılan kişi bütün benliğiyle Allah Teala’nın huzurunda olduğunu hisseder. Kılacağı namazı Allah Teala’ya bir yakınlık vesilesi olarak bilir. Böylece O’nun sevmediği ve yasakladığı şeyleri terkeder. Nitekim namazın mümine sağladığı en büyük kolaylık, dinin hükümlerine uymayı kolaylaştırması, bir alışkanlık haline getirmesidir.
Sözümüzü Allah Resulunün (SAV) şu müjdesiyle bitirelim:
-“İnsanlar ezan okumanın ve namazda birinci safta bulunmanın ne kadar faziletli olduğunu bilselerdi, sonra bunları yapabilmek için kura çekmek zorunda kalsalardı kura çekerlerdi. Şayet camide cemaate erken yetişmenin ne kadar faziletli olduğunu bilselerdi, birbirleriyle yarışa girerlerdi. Eğer yatsı namazı ile sabah namazındaki fazileti bilselerdi, emekleyerek ve sürünerek de olsa bu iki namaza gelirlerdi. ‘
Namaza, cemaate devam etmek yarınlarımıza ve ebedi hayatımıza dair sermayemizi artıracaktır.
Kaynaklar: (Ebu Davud, Salat, 47 (nr. 552); İbn Mace, Mescid, 17 (nr 841)
Namazı cemaat ile kılmak
Peygamberlik Sırası