Anasayfa Hikayeler Kısa, kısa

Kısa, kısa

tarafından Nasihatler.Com
3 dakika Okuma süresi
A+A-
Orjinale Dön

Kısa, kısa

Mürşidin himmeti, müridin çalışmasına bağlıdır

Gavs-ı Bilvanisi Abdülhakim Hüseyni Hazretleri‘ne (k.s) sordular: “Mürşid, müridine nasıl himmet (yardım, dua) eder?”
Abdulhakim Hazretleri bu soruya şöyle cevap verdi: “Ben Hazne’de iken kalbime vesvese gelmiş ve ‘Artık Şah-ı Hazne’nin dergahına layık değilim’ diye düşünmeye başlamıştım. Mürşidimden uzaklaşmak, dergahtan aynlıp gitmek istiyordum. Şah-ı Hazne (k.s) camiye giderken yanına yaklaştım ve derdımi söyledim. Şah-ı Hazne bana şöyle dedi: ‘Mürşidin himmeti, müridin çalışmasına bağlıdır.’
‘Peki, mürid nasıl çalışır?’ diye sordum. Bana şöyle dedi:
‘Mürid, Rabb’inin emirlerini yerine getirir ve yasaklarından kaçınırsa çalışmış olur.”

Nefsin kıblesi bozuktur

Hz. Mevlana nefsi şöyle tanımlayarak ona kanmamamız gerektiği konusunda bizleri uyarıyor: “Nefis ahde vefakar değildir. Şimdi söz verir, yarın bozar. O sebeple nefis katle müstehaktır. Onun kıblegahı Mekke değil menfaattir.
Onun kıblesine dönersen namazın namaz olmaz. Çünkü onun kıblesi bozuktur. O namazla da Mevla bulunmaz.” (Mürşid ve Mürid Hukuku)

Hiç düşündük mü?

Bir insanı ayıplamadan ve kusurlarını araştırmadan önce aynı hatayı daha önce bizim de yapmış olduğumuzu hiç düşündük mü?
Hatayı yapmadıysak bile yarın yapabileceğimizi.. Biliyor muyuz?
Allah C.C kardeşini ayıplayan kişinin aynı hatayı yapmadan canını almayacağını biliyor muyuz?
Olgun insan, önce kendi kusurunu araştırıp ayıplayan kişidir.

Kabir hayatı ve oruç

Toprağın altındaki yaşam yani kabir hayatı çok zordur. İnsan oraya dünyadan bir yardımcı götürmemişse durumu çok daha zorlaşır. Başta namaz ve Kuran olmak üzere, “yazın sıcak Ramazan günlerinde” tutacağınız oruçları yanınıza almaya bakın. Onlar o çukurda şefaatçi olup o kabrin cennetten bir bahçe olmasına vesile olurlar.

Büyüklerin şefkati

Büyük velilerden Ebu Osman El-Hîrî k.s. hazretlerinin Ebu Amr isminde bir talebesi anlatıyor:
“Ebu Osman el-Hîrî hazretlerini tanıyıp sohbetlerine devam ettim. Önceden içinde bulunduğum kötü hallerimi terk ettim. Günahlarıma tövbe edip bir daha işlememeye karar verdim. Ancak bir müddet sonra yine günaha başladım. Uygunsuz hallerim oldu. Bu sebepte mürşidimin huzuruna çıkamıyordum. Görünmemek için kaçıyordum. Ama bir gün aniden yüz yüze geldim. Kaçma imkanı kalmadı, o merhamet hazinesi bana acıyarak şunları söyledi:
“Yavrum, günahsız ve temiz olmadığın zaman düşmanlarla oturup kalkma! Çünkü onlar sendeki kusuru görür ve buna sevinirler. Sen günahsız ve temiz olduğun zaman ise üzülürler. Eğer günah işlemen gerekiyorsa bizim yanımıza gel ki, biz sana katlanalım. Böylece düşman arzusuna kavuşamasın. Yine bizim yanımıza gel ki derdine çare bulalım ve belana canla başla katlanalım.”
Hocam bir taraftan bana bu sözleri söylerken, bir taraftan da bana öyle bir manevi iltifatta bulundular ki, bende artık hiçbir günaha karşı en ufak bir ilgi ve heves kalmadı. Onun himmeti ile samimi bir şekilde tövbe ettim. Bir daha da yanından ayrılmadım.

Musira rüzgarı eserken

Ramazanın ilk gecesi olduğu zaman arşın altından bir rüzgar eser. “Musira” diye isimlendirilen bu rüzgarın etkisiyle cennet kapılarının tokmakları ve cennet ağaçlannın yaprakları sallanır. Bunlardan öyle güzel bir nağme oluşur ki, hiçbir dinleyici daha güzelini işitmemiştir.

İyi bir geçim

Hüccetü’l-İslam imam Gazali rh.a. eşlerin birbirine karşı edeplerini şöyle açıklar:

Kocanın hanımına karşı dikkat etmesi gereken edepler şöyledir:

• Eşiyle güzel geçinmek,
• Hoş, güzel sözler söylemek,
• Sevgisini belli etmek, eşinin küçük hatalannı görmezden gelmek,
• Eşinin namusunu korumak,
• Güzel vaatlerde, sözlerde bulunmaya devam etmek,
• Eşini (yabancı ve kötü ahlaklı kimselerden) son derece kıskanmak.

Kadının kocasına karşı dikkat etmesi gereken edepler ise şöyledir:

• Kocasına karşı devamlı haya üzere olmak,
• Kocasına karşı düşmanlık beslememek ve onunla kavga etmemek,
• İsteklerini yerine getirmeye devamlı gayret etmek.
• Kocası konuşurken sükunetle dinlemek,
• Kocası yaninda değilken onu (iffetli davranarak itibarını ve malını) korumak,
• Kocasının malına hiyanet etmemek (kötüye kullanmamak, muhafaza etmek),
• Güzel koku sürünmek, ağzını temiz tutmak ve bakımını yapmak,
• Güzel ve temiz elbiseler giymek,
• Kanaatkar olduğunu göstermek,
• Şefkatli, sevecen olmak,
• Ona karşı süslenmek,
• Ailesine ve akrabalarına saygı göstermek, konuksever olmak,
• Kocasını faziletli görmek, onun kıymetini bilmek,
• Yaptığı işi şükranla hoş karşılamak,
• Kocası kendisine yakınlaştığı zaman ona karşı muhabbetini, sevgisini açık etmek, onu gördüğü vakit sevincini belli etmek.

Yorumlar kapalı.

Bunları da beğenebilirsiniz