Mücahede ve Nefsin Islahı
Nefsin Islahı. Gözün görmesinden elin tutmasına, dilin konuşmasına kadar binlerce çeşit günah meydana gelir ki bunlara muhalefet etmek Allah için cihattır…
Allah dostlarının sohbetleri ile çeşitli dergi ve makalelerden yapılan alıntılarla hazırlanmış Tasavvuf Sohbetleri köşemiz.
Nefsin Islahı. Gözün görmesinden elin tutmasına, dilin konuşmasına kadar binlerce çeşit günah meydana gelir ki bunlara muhalefet etmek Allah için cihattır…
Huzur. Gavs-ı Sani Hazretleri bir sohbetinde şöyle buyurdular:”Kalbin gıdası zikirdir.Günahlar ise, şeytanın gıdasıdır.Kalbini diriltmek ve beslemek isteyen
Tasavvuf..Çoktur Allah’a yollar. Niye? Çünkü Cenâb-ı Allah’ın binbir ismi vardır. Herbir isim için zikir yapılır. Onun için tarikatların sayısı çoktur.
Keramet ve istidraç. Keramet sahibi, İslami inançlara bağlı, şehevî ve nefsanî arzulardan uzak, gönül aynası berrak, namazda–niyazda olan kimsedir.
Kalbin ilacı. Necis olan nefsin kokusu sahibinde bulundukça, yaptığı amellerin nuru semaya ulaşmaz. Böyle amel, sahibine istenilen faydayı vermez. Allah’a ancak pak bir gönül ve pak bir dille yaklaşabiliriz.Zikir, tevbe niyetiyle, ıslah niyetiyle çekildiği için, nuru ağzın ve kalbin pis kokusunu izale eder.
İbadetlerin özü duadır.Duada samimi ve ısrarlı olmalıdır. “Bir kere istedim verilmedi” demek yanlıştır.Allah’dan bir şey istemek kendi başına bir ibadettir…
Sevgi yolu. Unutmayalım ki, Yaradan’ını seven ve cennetine umut bağlayan her kişi Allah’tan korkar ve cehenneme girme endişesini de taşır. Bu durum, Din-i Mübinimiz’in övdüğü korku ile ümit arasında bulunma halidir.Bu hali yaşayan her müslüman, hem cennette ebedi saadete kavuşmak için ümitlidir.
Mürşidin gönlüne girmenin yolu. Mürşid güneş gibidir; Allahu Teala’nın kendisine ikram ettiği nur, sevgi, feyiz ve rahmetle herkese yönelmiş durumdadır. Artık..
İman Kurtarma.Mümin vefat ederken, ölüm meleği canını almaya geldiğnde yalnız gelmez. Yanında yardımcıları vardır. Ayrıca vefat eden müminin ruhunu karşılamak, onu sevindirmek, yeni yurdunda rahat ettirmek, endişe ve korkusunu gidermek için Allahu Tealâ bir çok meleğini gönderir.
İlâhi Huzura Ermek İçin. İbadetler kalbe tesir etmeli ve nefsin ıslahına vesile olmalıdır. Bir kimse senelerce ibadet ettiği halde kalbi düzelmiyorsa ibadet..
Mürşidin görevi nedir?Şah-ı Nakşibend,Alaeddin Attar’ı yanıbaşına oturtur,sık sık kendisine yönelirdi.Sebebini soranlara:“Onu kurt kapmasın diye yanımda oturtuyorum.Çünkü nefis daima pusudadır,kalbe saldırmak için fırsat kollar.Benim sık sık ona yönelişim,kendisini ilahi tecelli ve ihsanlara mazhar kılmak içindir”
Allah’ın rızası. Şu husus bilinmelidir ki, maksud tarikat değil, maksud Allah’ın Zatı, Allah’ın dostluğudur.Bütün düşünce Allah ve Resulü’nün emirlerine…
Veli Kimdir? Alemlerin sahibi Yüce Allah’ın dostudur.Dolayısıyla Allah’ın dostu olan bir kimse, her mümin için büyük önem taşır.Zira o, Yüce Rabbi tarafından seçilmiş, sevilmiş bir kuldur.
Onun şahsiyetinde ve hayatında insanlara gerçek kulluk, hakiki dostluk gösterilmektedir.
Manevi Kalp ile doğrudan alakalı olan bir diğer unsur da nefsimizdir. Nefsimiz, ibadetlerimizden ahlâkımıza bütün hayatımızı, varlığımızı kuşatmış durumdadır. Kalp ve nefs ele ele yürürler.Dolayısıyla ıslah olmamış, yola gelmemiş bir nefs bizi daima yanlışa, helake doğru götürecektir.
Muhabbet ihlas teslimiyet. Bir ölü kendisini yıkayan kimseye nasıl hiç itiraz etmez ise, mürid de mürşidinin önünde bu derece bir teslimiyet göstermelidir..
Mürşide itiraz. Aslında böylelerinin tespitleri genellikle yanlıştır. Bilgisi noksandır, kanıtları zayıftır. Sözleri hissî, davranışları edep dışıdır.
Bunlara mensup olmak tüm nisbetlerin üstündedir.Bunların kelamı kalbi hastalıklara devadır.Onların bakışları manevi hastalıklara şifadır.Onların gösterdiği teveccüh talibleri iki cihanın alakasından kurtarır.Büyüklerinin şanı yüce himmetleri,müridlerini mümkinat aleminin bataklığından kurtarıp Hz.Allaha yükseltir.
Bir Seferdeyiz.Mükellef kılınmış varlıklar olan insan ve cinlerin dışında,bütün mahlukat tercih hakkı olmaksızın Rabbi’ne itaat eder ve ister istemez Onun..
Kullar içinde hâli en kötü, nefsine karşı vebali en büyük ve Allah’tan sevap olarak elde edeceği nasibi en az olan kimsedir. O, bir günah işler, peşinden onun gibi veya ondan daha büyük bir günah düşünür. İmkan bulduğunda günahtan hiç geri durmaz. Tövbeye hiç niyet etmez.