Ne Ekersek Onu Biçeriz
Kim ne yaparsa kendisine yapar sözü meşhurdur. Bu söz iyilikler için de kötülükler için de geçerlidir. Başkasına bir iyilik yapan kimse, bununla ilk iyiliği kendisine yapmış olur. Çünkü iyilikten Yüce Allah razıdır; insan her yaptığı iyilik ile Yüce Allah’ın rızasını ve sevgisini elde eder.
İyilikler, rahmet ve sevap sebebi yapılmıştır. Her bir iyilikte kula en az on rahmet lutfedilir, on sevap verilir. İnsan her iyilikle, kendisine ahiret sermayesi biriktirir; ebedi cennet nimetleri hazırlamış olur. Çünkü ahirette Allah için yapılmış salih, güzel ve hayırlı amelden başka fayda verecek hiçbir sermaye yoktur. Bütün güzel niyetlerimiz, sevgilerimiz, ibadet, iş ve davranışlarımız bizim için birer amel çeşidi, ilâhi rahmet, sevgi ve sevap sebebidir.
İyilik, insanın fıtratına ve vicdanına uygun bir şeydir. Her iyilik vicdanı rahatlatır, kalbe huzur verir, ruhu sevindirir, vücuda manevi bir tat ve renk verir. Kendi iradesiyle Allah için, bir iyilik yaptıktan sonra pişman olan hiç kimse yoktur.
Kötülük, Yapanın Kendisine Zulmüdür
Bütün kötü işlere Yüce Allah zulüm ismini vermiştir. Kötülük edenlere, başkasının malını çalan, hakkını yiyen, şerefi ni çiğneyen, hak-hukuk tanımayan kimselere Kur’an’da zalim ve müsrif denilmiştir. Kötü işlere dalanlara: “Kendinize zulüm yapmayın!” uyarısı yapılmıştır.
Başkasına yapılan bir kötülük, ilk zararı onu yapana verir. Kötülüğü ile meşhur olan çoktur, fakat kötü işlerle şeref ve huzur bulan yoktur. Kötü bir iş yapan kimse aslında kendisine zulüm, haksızlık ve kötülük yapmıştır.
Çünkü her kötülük, kalbi öldüren bir zehir gibidir. Kalbin ölmesi, günah kirleriyle iyice kararıp sonunda kapanması ve üzerine mühür vurulup kendi haline terk edilmesidir. Böyle bir kalp sineye yüktür. Kötülük, gönlü Allah sevgisinden mahrum eder. Kötülük, insan kalbine hayat ve tat veren ilâhi feyzin, nurun, ilmin, şuurun, desteğin yolunu tıkar. Bu yol ancak tevbe ile açılır.
Kötülük, kötü anılmaya sebeptir. Kötülük, insanın temiz fıtratını bozmasıdır. Kötülük nefsi sevindirip kalbi ağlatmaktır. Kötülük, şeytanı memnun edip, YüceYaratıcı’yı gazaba getirmektir. Bütün bunlar, insanın kendisine yaptığı zulümlerdir. İnsanın buna hakkı yoktur. Bu zulümler tevbe ve terbiye ile temizlenirse ne âlâ; yoksa her kötülüğün bir hesabı ve cezası vardır. Mazlumlar hasretle o günü beklemektedirler. Çünkü Yüce Allah, zalimlerden mazlumların hakkını almak için o günü belirlemiş ve adaleti yerine getireceğini vaat etmiştir.
Kendine Bir İyilik Yap
Hz. Ali r.a. bir defasında yanındakilere: “Ben hiç kimseye bir iyilik ve kötülük yapmadım!” dedi. Oradaki insanlar şaşırdılar ve: “Efendim, bu nasıl olur? Kötülük yapmadığınız doğru, fakat hiç kimseye bir iyilik yapmadınız mı? Bizler sizin çok iyiliğinizi gördük!” dediler. Hz. Ali r.a.:
“Ben her ne yaptımsa kendime yaptım” dedi ve şu ayeti okudu:
Kim bir iyi amel yaparsa, bu onun kendi faydasınadır. Kim de bir kötü amel yaparsa, bunun zararı kendi nefsinedir. Sizler sonuçta Rabbinize döndürülürsünüz. O size hak ettiğinizi verir. (Casiye, 15)
Cüneyd-i Bağdadî k.s. anlatır: Bir gün üstadım ve mürşidim Seriy es-Sakatî Hazretleri, bana etrafın temizliği ile ilgili bir hizmet verdi. Ben verilen hizmeti hemen yerine getirdim, zamanından önce bitirdim ve huzuruna çıkıp haber verdim. Bana: “Bugün kendine güzel bir iyilik ettin” dedi.
Arifl erden birisinin malı çalınmıştı. Etrafındakiler mal için üzülüyor, hırsıza kızıyor, ona beddua ediyor ve o zatın da beddua etmesini istiyorlardı. Hazret onlara döndü ve:
“Siz bu malı çalana niçin beddua ediyorsunuz ki. O zaten bu hırsızlıkla kendisine yapacağı kötülüğü yaptı. Ben mala değil, şu kötü hale düşen ve yarın Allah’ın huzurunda rezil olacak olan o günahkâra acıyorum. Keşke tevbe etse de malım ona sadaka olsa” dedi.
İnsan İyiliğin Kölesidir
İyilik, insanların gönlünü kazanmak ve sevgisini çekmek için en güzel yoldur. “İnsan, ihsanın/ iyiliğin kölesidir” denmiştir.Her güzel söz ve davranışımız bir gönüle girmek ve hayır dua almaktır. İnsanları sevindirerek sevinmek istiyorsak, onlara bir menfaat ve karşılık beklemeden Allah sevgisi ile iyilik yapmalıyız. Kendimizden vermeden kimseden bir şey beklemeyelim.
Dünyanın en huzurlu ve şerefl i insanları cömertlerdir. Cömert, karşılıksız sevendir. Cömert, düşmanına bile verendir. Cömertlik, dünyada yaşanan cennettir. Bir hak dostunun dediği gibi; cömert, ilâhi aşka düşüp malını ve canını bu uğurda feda etmiştir. Yüce Allah’a aşık olanın gönlünde hiç kimseye kin olmaz, haset bulunmaz, gizli hesap yatmaz.
Allah için yapılan her iyilik, bütün kullar ve kainat adına Yüce Allah’a bir şükürdür. Bu kainat ilâhi aşk ve edep için yaratılmıştır. Bu aşkı tadan, edebi koruyan ve yeryüzüne ilâhi kokuyu yayan her aşık, bütün varlıkların yüz akıdır. Çünkü onun sayesinde yeryüzüne rahmet iner, kullardan umumi azap kalkar,ölmüş insanlık canlanır. Bu iyiler ve iyilikler, insanlığın belalardan korunduğu teminatlardır. Onların arasında olmak ne büyük bir şereftir.
Haset, İyilikleri Yakan Bir Ateştir
Hadis-i şerifte belirtildiği gibi, birisindeki nimete haset eden kimse, ateşin kuru odunları yakıp kül ettiği gibi, bu haset ateşiyle kendi kalbini ve iyiliklerini yakmaktadır. Bu, hasedin dünyadaki cezasıdır. Tevbe edilmezse, Allah korusun, bu ateş cehennem ateşiyle bir olup adamı yakmaya devam edecektir.
Haksız yere birisinin gıybetini eden, arkasından çekiştiren, alaya alan, malını çalan, itibar ve şerefini zedeleyen kimse, ahirette varsa hayırlarını ona verecektir. Yüce Allah’ın adaleti gerçekleşecek, insanlara gıybet eden, insanları alaya alan kimse, yaptığı hayırların bu sevmediği kimseye gittiğini gördükçe perişan olacaktır.
Dahası var; eğer zalimin hayrı kalmadı ise, dünyada zulmettiği kimselerin günahlarını yüklenecektir. Bu adam mahşere, namaz, oruç, zekât gibi birçok hayırla gelmişken, hepsini kaybedip tam bir ifl as hali yaşayacak, tevbe edilmeyen hiçbir kötülüğün karşılıksız kalmadığını görecektir. Hz Rasulullah s.a.v. gerçek müflisin işte bu adam olduğunu belirtmiştir. (Müslim, Tirmizi, Ahmed)
Allah, Mazlumun Hakkını Korur
Adamın biri arkadaşı tarafından haksızlığa uğramış, kandırılmış, malı alınmış ve ayrıca hakaret edilerek horlanmıştı. Bu zat bir alime geldi, üzüntü içinde halini anlattı.
Alim: “Sen mi aldattın, seni mi aldattılar?” diye sordu.Adam:
“Beni aldattılar; hem malım gitti, hem şerefi mle oynadılar,” dedi.Alim, adama:
“Öyleyse niye korkuyorsun? Sana o zulmü yapan düşünsün! Ondan malını ve hakkını sen alamazsan, senin yerine Allah alacaktır. Sen zalim ve hain olmadığına sevin. Mal için de fazla üzülme. Geri gelirse gelir, gelmezse senin için bir sadaka yazılır, sevap alırsın,” dedi.
Hz. Enes r.a.’ ın naklettiğine göre Rasulullah s.a.v. buyurdu ki: “Üç şey var ki bunların sonucu yapana döner. Bunlar, zulmetmek, hile yapmak ve sözünden dönmektir.”
Efendimiz daha sonra şu ayetleri okudu: “Ey insanlar! Sizin taşkınlık ve zulmünüz ancak kendi aleyhinizedir.” (Yunus, 23)
“Onlar yeryüzünde büyüklük taslıyor ve tuzaklar kuruyorlardı. Halbuki hile yapan, hilesinin içine düşer.” (Fâtır, 43) “Kim verdiği sözü bozarsa, ancak kendi zararına bozmuş olur.”
(Fetih, 10) (Ebu Nuaym,Deylemî, Suyutî, el-Camiu’s-Sagir )
Dünyada Herkes Rızıklanır Ya Sonra?
Hangimizin daha güzel amel edeceğimizi ortaya çıkarmak için Yüce Allah önümüze iyilik ve kötülükleri koymuştur. Bizim hiçbir iyiliğimiz Yüce Allah’a bir fayda sağlamaz, yücelik kazandırmaz. Yeryüzünde işlenecek hiçbir kötülük de O’na bir zarar vermez. Her ne yaparsak sonuç bize kalır. Kulun niyet ve amelleri cennetin ve cehennemin zahiri sebepleri yapılmıştır.
Yüce Allah, iyilik yapana da kusur işleyene de rızkı verir, hayat devam eder. Burada sıfat ve işler farklı olsa da, hayat, güneş, yağmur, dört mevsimle gönderilen nimetler ortaktır. Dünya amel, ahiret ayırım yeridir. Yüce Allah, dünyada günah işleyen kimseyi hemen rezil etmez, rahmet eder; ona dönme imkanı verir, mühlet tanır, tevbesini bekler, tevbe edeni de aff eder, sever, kendisine dost eder.
İyiliklerde muvaff ak olmak, kötülükten sakınmak ancak Yüce Rabbimiz’in yardımı ve himayesi ile mümkün olur. Öyleyse, O’na yönelelim; rahmetini, sevgisini ve desteğini isteyelim. Amelimize değil, O’nun sonsuz rahmetine güvenelim. Günahlarımızın hemen peşinden ölüm gelip çatmamışsa sevinelim; bunun bir tevbe imkanı ve dönüş fırsatı olduğunu bilelim.
Her şeyin sonu önemlidir. Yüce Allah’tan salih amel ve güzel sonuç diliyoruz.
Dr.Dilaver Selvi
Mürşid ile Tevbeye Mecbur muyuz?
Allah Resulu’nun Sağlık Hakkındaki Sözleri
Antika ve Porselen Tamiri | Antika Hastanesi