İnsan ve şeytan,
Horasan’da bir genç vardı. Gönlü ilim aşkıyla mum gibi yanıyordu. Irak’a gitmiş, ilim peşinde bir hayli koştuktan ve bir çok şey öğrendikten sonra memleketine dönmek üzere hazırlanmıştı. Adeta sevincinden köpürüp taşıyor, kendisini bir kelebek kadar nazlı görüyordu. Tam bu anda ariflerden biri ile karşılaştı. Gönlü yüce arif onu denemek için:
-“Evladım, dedi. Horasan’da şeytan var mı?”
Genç atıldı:
-“A efendi, onun olmadığı yer mi var?”
-“Orada şeytanla nasıl savaşırlar?”
-“Ona karşı gelmekle!”
-“Ya tekrar gelirse?”
-“Yine ona karşı gelirler.”
-“Tuhaf şey!”
-“Neden tuhaf olsun?”
-“Bütün ömrümüz şeytanla didişerek mi geçecek?”
Genç adamın aklı allak bullak oldu:
-“O halde ne yapmalı?” dedi.
Yüce arif şöyle buyurdu:
-“Yolda azgın bir çoban köpeğine rast gelirsen sana dişlerini gösteren köpeği kovmakla uğraşmak kar etmez. Köpekten kurtulmanın en kestirme çaresi sahibini çağırmaktır. Çünkü sahibi ona hemen söz dinletir ve seni korur.”
Şeytanla savaşmanın yolu da budur, yani Allah’a yönelmektir.
Şeytana Taş Çıkartan Adam,
Adamın biri çölde tek başına koyulmuş giderken lânetlik şeytan da insan kılığına bürünerek ardından yetişir ve kendisine yol arkadaşlığı teklif eder.
Adam ile şeytan yollarına devam ederlerken vakit bir hayli ilerler, akşam olur, gün batar, sabah olur gün doğar.
Lânetlik şeytanın kafası önemli bir noktaya takılır. Bakar ki adamda ne sabah, ne öğle, ne ikindi, ne akşam, ne de yatsı namazı. Hiçbirini kılmıyor. Artık yol yürümekten yoruldukları için bir yerde konaklamak üzereyken şeytan ayrılarak koşmaya başlar. Şaşırıp kalan adam ardından,
-“Nereye gidiyorsun böyle beni yalnız bırakıp da” diye haykırır.
Bunun üzerine şeytan duraklayarak adama şu ibret dolu cevabı verir:
-“Arkadaş, ben ömrümde bir defa Allah’a karşı geldim. O yüzden kovuldum. Fakat sen günde beş defa karşı geliyorsun. Korkarım Allah Teala gökten taş yağdırır da bana da isabet eder.”
İnsan ve şeytan
Antika ve Porselen Tamiri | Antika Hastanesi