Anasayfa İslam ve İnsan İman yönünden insanların kısımları

İman yönünden insanların kısımları

Allah’a, kitaplarına, peygamberlerine, âhirete inanıp da meselâ meleklere inanmasa iman etmiş sayılmaz.

tarafından Nasihatler.Com
2 dakika Okuma süresi
A+A-
Orjinale Dön

İman edip etmeme yönünden insanlar üç kısımdır:

1. Müminler. Allah’ın varlığına, birliğine ve Ondan gelen ilahi hükümlere samimi olarak inanan kimselerdir.
2. Kafirler: Allah Teâlâ’ya ve Onun dinine iman etmeyen kimselerdir. Puta tapan, varlıkları ilah gibi tanıtan, Allah hakkında yanlış ve haram itikada sahip olan kimseler de bu gruba girer.
3. Münafıklar: Görünüşte mümin olduklarını söyleyip kalpleriyle iman etmeyen, bu şekilde dine ve müminlere zarar vermeyi düşünen kimselerdir. Bunlar, kâfirlerden daha zararlıdır. Bu halde ölürlerse, azapları da daha şiddetlidir.

İman dairesine giren müminler de farklı derecelere sahiptirler. Kur’an’da müminler, genel olarak iki sınıfta tanıtılmıştır. Birincisi, “Ashab-ı Yemin” dir. Bunlar, ahirette, amel defterlerini sağ tarafından alıp sonuçta Cennete girecek kimselerdir. İkinci sınıf, “Sâbıkun iman ve amelde önde gidenler” sıfatıyla tanıtılan “Mukarrabun” taifesidir.3 Halk dilinde bu iki sınıf kısaca “avam” ve “havas” diye anılır.

Müminler içinde, haram olduğunu bildiği ve öyle inandığı halde büyük günah işleyen kimseye “fâsık” denir.
Allah Teâlâ, kullarının iman, ilim ve itaatlarına göre farklı derecelere sahip olduklarını beyan buyurmuştur. Konu ile ilgili âyetler şöyledir:

“Allah sizden iman edenleri yükseltir. Kendilerine ilim verilmiş olanları ise, dereceler ile yükseltir. Allah yaptıklarınızdan haberdardır.” (Mücadele 58 11)

“Herkes için yapmış olduğu amellerden dolayı farklı dereceler vardır.” (Ahkâf 46 19)

İmanın Artması veya Eksilmesi Ne Demektir?

Artan ve eksilen iman esaslarının sayı olarak artması veya çoğalması değildir. Herkes aynı şeylere iman etmekle yükümlüdür. Allah’a, kitaplarına, peygamberlerine, âhirete inanıp da meselâ meleklere inanmasa iman etmiş sayılmaz. Ancak her kalbin marifeti yüce Allah’ı tanıması, muhabbeti sevmesi, yakini, ilahî tecellileri müşahedesi, zikri, şükrü farklıdır. Kalpte değişen, artan ve eksilen bunlardır.

Bazı insanların imanı çok daha kuvvetli, bazılarının da zayıftır. Artma veya azalma nitelik (keyfiyet) itibariyledir. Yani imanın kuvvetlenmesi ve zayıflaması manasındadır. Bu, imanın kemali, nûru, feyzi ve tadı ile ilgilidir. Şu âyetler imanın artacağını anlatmaktadır:

“Onlara Allah’ın ayetleri okunduğu zaman imanları artar.” (Enfal, 2.)

“İmanlarına iman katsınlar diye müminlerin kalbine sekinet rahmet indiren O’dur.” (Fetih, 4)

Hadis-i şerifte şöyle buyrulmuştur:

“Kim Allah için verir, Allah için engeller, Allah için sever, Allah için kızar ve Allah için evlenirse o kimse imanını kemale erdirmiş olur.” (8 Tirmizi, Sıfatu’l-Kıyame, 60; Ahmed, Müsned, III, 438; Ebu Ya’lâ, Müsned, No: 1485, 1500)

Zerre kadar imanı olanın cehennemden çıkarılacağını bildiren meşhur hadiste, bu kadar Allah sevgisi ve bilgisi olan kimseye bile mümin ismi verilmiştir. Elbette hesapsız cennete giren müminle bu kimsenin imanı nitelik bakımından aynı değildir.

Sahabe-i Kiram’ın fazileti, çok amelden değil, kalplerindeki fazla marifet, muhabbet, yakin ve ihlastan ileri gelmektedir. Ashabın imanı niteliklidir, kuvvetlidir. Bir haberi işitenle gören bir olmadığı gibi; sadece duyduklarına inanan mümin ile, yüce Allah’ı görür gibi inanan ve öyle kulluk eden kamil mümin iman yönünden aynı değildir.

Doç. Dr. Dilaver Selvi

Antika ve Porselen Tamiri | Antika Hastanesi

Bunları da beğenebilirsiniz