Zeyneb binti Hadir (rh.a)
Zeyneb binti Hadir, Küfeli saliha hanımlardandır. Beni Temim kabilesindendir. İffeti, zekası ve belagatıyla takdir görmüş; Kufe kadısı Kadı Şüreyh’le (rh.a) evlendirilmiştir.
Kadı Şüreyh tabiinin büyüklerindendir. Genç yaşlarında Yemen’de iken Muaz b. Cebel’le (r.a) tanışmış ve hemen Müslüman olmuştur. Allah Rasulü’nü (s.a.v) ve arkadaşlarını görmeyi gönülden arzulamıştır. İlk fırsatta Medine yoluna düşmeyi ümit etmiştir. Ancak Rasulullah’ı (s.a.v) dünya gözüyle görmek nasip olmamıştır. Zira Allah Rasulü ahirete irtihal etmiştir.
Şüreyh yine de Medine’ye gidip Allah Rasulü’nün ravzasına, mescidine, ashabına yakın olmak ister. Çok geçmeden Hz. Ebu Bekir (r.a) döneminde Yemen’den Medine’ye göç eder. Nakledildiğine göre Şüreyh, Hz. Ömer’le (r.a) bir kişi arasındaki bir probleme hakemlik yapmış ve Hz. Ömer aleyhine çekinmeden karar vermiştir.
Bu olayı çözmedeki yöntemi, keskin zekası ve adaletli tavrı, adalet ahlakına son derece önem veren Hz. Ömer’in (r.a) takdirini kazanmıştır. Kısa bir süre içinde Hz. Ömer, Şüreyh’i Kufe’ye kadı olarak tayin etmiştir. Kendisini İslam tarihinin meşhur “Kadı Şüreyh”i yapacak adalet hizmetlerine bu vesileyle başlamıştır.
Hz. Ali’yle (r.a) ilgili bir davada, Hz. Hasan’ın (r.a) şahitliğini kendi oğlu olduğu için kabul etmemesi, valinin bırak dediği bir mahkumu baskıya rağmen salmaması, kendi oğlunu işlediği bir suç nedeniyle hapse atması gibi adalet uygulamaları onun asırlar boyu unutulmamasına vesile olmuştur.
Kadı, asıl itibariyle mevaliden yani Arap olmayan Müslümanlardandır. Zeyneb (rh.a) ise Arapların köklü kabilelerinden olan Beni Temim kabilesindendir. Beni Temim asırlar boyunca önemli şair ve ediplerin yurdu olmuştur. Zeyneb de kavminin bu dil özelliklerini iyi derecede taşımaktadır.
Nakledildiğine göre evlendikleri gün Kadı Şüreyh ve Zeyneb arasında şöyle bir olay yaşanır: Zeyneb kocasına
-“Evlenen kişinin Allah rızası için iki rekat namaz kılması, Allah Teala’dan zevcesinin hayrını niyaz etmesi ve serlerden Allah’a sığınması ne güzeldir!” der. Kadı kalkar ve iki rekat namaz kılar. Dua eder. Zeyneb de iki rekat namaz kılar, gönülden duasını eder ve sonra da Beni Temimli olmanın fesahatiyle şu belagat ve zarafet dolu konuşmayı yapar:
[box type=”info” align=”aligncenter” class=”” width=””]-“Efendim, ben yabancı bir kızım. Senin huyunu, mizacını bilemiyorum. Memnun olacağın şeyleri bildir ki onları yerine getirmeye gayret edeyim. Hoşlanmadıklarını söyle ki onlardan kaçınmaya çalışayım. Senin kabilen içinde sana bir hanım, benim kabilem içinde de bana bir eş bulunması mümkündü. Ancak takdir-i ilahi böyle tecelli etti. Birbirimizin huyunu ve adetini bilmediğimiz halde sen bana koca oldun.Artık lütuf ve kerem et ve bana güzel muamelede bulun. Böylece Allah’ın emrini yerine getirmiş ol. İşte her şeyden evvel, bu isteğimi sana söyledim. Hak Teala’dan senin ve benim için mağfiret dilerim.”[/box]Şiir Gibi Bir Saliha
Hayır temennileriyle başlayan bu güzel yuva, İslam ahlakı ve hane-i saadet edebi içinde devam etmiştir. Çeşitli karmaşaların yaşandığı bir dönemde kadılık gibi zorlu bir vazifeyi omuzlayan Şüreyh (rh.a), evinden yana hep sürûr duymuştur. Vefat ettiğinde yüz yaşını aştığı ifade edilen Kadı, eşinden duyduğu memnuniyeti genç nesillere ibret olsun diye mısralara dökmüştür, ileri yaşlarında kaleme aldığı beyitlerinde bir ömür boyu sadakat, hizmet ve güzel ahlakına şahit olduğu Zeyneb Validemiz üzerinden, bir ailede olması gereken örnek tutumları şu sözlerle öğütlemiştir:
“Ailesi Zeyneb’i ziyarete geldiği zaman hemen koşar, onlara ikramda bulunur. Eğer o ailesini ziyarete giderse ben de onunla giderim. O anda istemesem bile, Zeyneb’le sulh halinde olanla ben de sulh içindeyimdir. Onunla harp ateşi yakanlarladır benim harbim. Onunla ahdime elbette devam ediyorum. Şimdiye kadar bir kusuruna da rastlamadım.”
Kadı, bu ifadelerle eşinin hizmet ehli olduğunu, kendisinin de eşinin ailesine karşı hassas olduğunu; söz, fiil ve davranışlarında eşinin hatırını gözettiğini, eşinin de kendisine hiçbir kusur işlemediğini şiirin kendine has üslubu içinde ifade etmektedir.
Kadı, eşine olan iyi muamelesini ve sadakatini vurguladığı başka bir şiirinde şöyle der:
Halbuki ben Zeyneb’i üzsem hemen işlerim ters gider.
Benim zevcem bir güneş gibidir. Diğer hanımlar yıldızlara benzer.
Güneş doğunca hiç yıldızlar görünür mü?
Hacer ERDEM
Semerkand Aile