Anasayfa Semerkand Dergisi Göz Kalbe Perde

Göz Kalbe Perde

tarafından Nasihatler.Com
3 dakika Okuma süresi
A+A-
Orjinale Dön

Göz Kalbe Perde

Kulluk ve imtihan için geldiğimiz şu dünyada, her organımızın kendine göre bir imtihanı vardır. Dil doğruyu söylemek ve Allah’ı zikretmekle, el doğru işleri işlemekle, ayak doğru yerlere gitmekle sorumludur. Gözün imtihanı da harama bakmamaktır.

Allah Tealâ, Nur suresinin 30. ve 31. ayet-i kerimelerinde şöyle buyurur:

(Rasulüm!) Mümin erkeklere, gözlerini (harama) dikmemelerini, ırzlarını da korumalarını söyle. Çünkü bu kendileri için daha temiz bir davranıştır. Şüphesiz Allah onların yapmakta olduklarından haberdardır. Mümin kadınlara da söyle, gözlerini harama bakmaktan çeksinler, namus ve iffetlerini korusunlar.

İmam Şiblî k.s. bu ayet-i kerimeleri tefsir ederken şöyle demiştir:

“Bu ayetler, başlarındaki gözlerini Hak Tealâ’nın haram ettiklerinden, kalplerindeki gözlerini de Allah’tan başkasından sakınsınlar, yumsunlar, anlamındadır.”

Kalp göze tabidir

Kalple göz arasında çok yakın bir ilişki vardır. Göz kalbin meylettiği şeyi görmek isterken, kalp de gözün gördüğünü sevmektedir. İmam-ı Rabbanî k.s. hazretleri bu konuda şunları söylemiştir:

Bilmek gerekir ki kalp göze tabidir. Göz haramlara kapatılmadıkça kalbi korumak zordur. Kalp böyle şeylerle meşgul olduğu sürece de edep yerlerini korumak çok zor olur. O halde edep yerini koruyabilmek için gözü haramlara kapatmak bir zorunluluktur.

Hüccetü’l-İslâm İmam Gazali rh.a hazretleri de şöyle demiştir:

“Denir ki, kulun bir defa harama bakmasıyla, tabaklanmayan derinin çürüyüp delindiği gibi kalp de çürüyüp işe yaramaz hale gelir. Eğer baktığın şey haram değil de mübah ise, belki kalbin onunla meşgul olacak ve vesveseye, tehlikeye düşecektir. Gördüğün şeye erişemezsen de kalbin sürekli onunla meşgul olduğu için hayırlardan uzak kalacaksın. Halbuki gözlerin onu görmese bütün bu sıkıntılardan kurtulursun, kalbin de ferah kalır.”

Görüldüğü gibi sadece haramlara bakmak değil, mübah da olsa gereksiz şeylere bakmak da sakıncalıdır. Haram görüntülerin çoğuna sağa sola bakarken denk geliriz. Bu nedenle Nakşibendî büyükleri talebelerine, madden ve manen, her zaman ayakuçlarına bakmalarını tavsiye etmişlerdir.

İbadet zevki

Peygamber Efendimiz s.a.v şöyle buyurmuştur:

“Bir kadının güzelliğine bakmak, şeytanın zehirli oklarından bir oktur. Kim bundan kaçınırsa, Allah ona mutluluk duyacağı şekilde ibadet zevkini tattırır.” (Ebu Davud)

İmam-ı Gazali rh.a bu hadis-i şerifi şöyle açıklamıştır:

“Bu şekilde ibadetin tadını ve kulluğun zevkini tatmak şerefli bir mertebedir. Bu söylediklerimiz tecrübeyle sabit olan hakikatlerdir. Bu hadisle amel eden kişiler mutlaka vaat edilen sonucu elde ederler. İnsan kendini ilgilendirmeyen şeylerden bakışını çevirirse, ibadetin lezzetini ve tadını alır. Kalbinde daha önce hissetmediği bir saflık ve duruluk meydana gelir.”

Ben şehvetle bakmıyorum gibi düşüncelere kapılmak da yanlıştır. Allah dostları şehvetlerine en hakim insanlar oldukları halde, gözlerini haramdan en çok koruyanlar yine onlardır. Hace Ubeydullah Ahrar k.s. hazretleri şöyle demiştir:

“Bir güzelin yanından selametle geçene kadar ciğerime yüz kere kan damlar.”

Aynı cinse bakmak

Harama bakmak sadece karşı cinse bakmakla sınırlı değildir. Erkeklerin erkeklere, kadınların kadınlara bakmasında da ölçüler vardır. Özellikle kadınlar kendi aralarında gözlerine ve kıyafetlerine dikkat etmeli, nasıl olsa hepimiz kadınız diye düşünmemelidir. İmam-ı Rabbani k.s. hazretleri şöyle der:

“Bakma ve şehvetle dokunma konularında bir kadın için yabancı bir erkeğin hükmü neyse, yabancı bir kadının hükmü de odur. Bir kadının, erkek ya da kadın kim olursa olsun kocasından başkası için süslenmesi de caiz değildir. Erkek ile kadın arasındaki cinsiyet farkı ve engeller sebebiyle erkeğin kadına ulaşması zordur. Ancak kadının kadına ulaşması oldukça kolaydır. Bu sebeple aynı cinsten olanlar arasındaki ilişkilerde daha hassas ve temkinli olmak gerekir.”

Gözümüze güzel görünen, bizi kendine çeken şeyler helal dairenin dışındaysa aslında birer zehirdir. Bunlara bakmakla, arzularımızı tatmin etmekle elimize anlık zevkten başka bir şey geçmez.

Halbuki gözleri haramdan korumanın karşılığı ibadetlerin kolaylaşması ve Âlemlerin Rabbi’nin cemalinin görülmesidir.
Peygamberimiz s.a.v’in zevcesi Ümmü Seleme r.anha annemiz anlatıyor: Bir gün, gözleri kör olan Ümmü Mektum r.a. Rasul-i Ekrem s.a.v’in huzuruna girmek için müsaade istedi. Ben ve diğer zevcesi Meymune r.anha orada bulunuyorduk. Rasulullah s.a.v bize;

– “Çekilin ve saklanın,” buyurdu. Biz de:

– “Ey Allah’ın Rasulü, iki gözü de görmüyor, neden çekilelim,” dedik. Allah’ın peygamberi s.a.v.:

– “O görmüyorsa siz de mi görmüyorsunuz,” buyurdu. (Ebu Davud)

Semerkand Dergisi
Mükerrem METE

Bunları da beğenebilirsiniz