Ölüm Temennisi
İnsan dünya hayatındaki bela ve musibetlere sabredemez hale gelirse ölmeyi ister. Halbuki Peygamber Efendimiz s.a.v. müminleri ölümü istemekten men etmiştir.
Enes bin Malik r.a.’ın bildirdiği bir hadis-i şerifte Rasulullah s.a.v. Efendimiz şöyle buyurmuştur:
“Hiçbiriniz herhangi bir musibetten dolayı sakın ölümü istemesin. Eğer muhakkak ölümü istemek zorunda kalırsa; ‘Allahım, yaşamak benim hakkımda hayırlı ise beni yaşat, benim için ölüm hayırlı ise beni öldür.’ diye dua etsin.”
Yine Enes bin Malik r.a.’dan nakledilen bir hadis-i şerif de şöyle buyurulur:
“Hiçbiriniz sakın ölümü temenni etmesin. Eğer o iyilik yapan biri ise hayrının artması ümit edilir. Eğer günahkâr biri ise, ölmeden önce günahından vazgeçip tövbe ile Allah’ın rızasını kazanması umulur.”
Tirmizî’nin rivayet ettiği bir hadiste anlatılır ki, Adem a.s.’ın evlatlarından biri Allah’ın takdiriyle vefat etti. Âdem a.s. Havva validemize geldi ve oğlunun öldüğünü söyledi. O vakte kadar hiç ölüm olmamıştı, Havva validemiz ölümün ne olduğunu bilmiyordu. “Ölüm nedir?” diye sordu, Âdem a.s. da izah etti. Havva validemiz “Vay, bu ne ağır meseledir!” diye feryat etti. Bunun üzerine Âdem a.s. “Sen ve kızlarına feryat edip ağlamak, ben ve oğullarıma da susup sabretmek miras kaldı.” buyurdu.
Hz. Peygamber s.a.v. kıyamet alametleri ile ilgili bir hadis-i şerifinde şöyle buyurdu:
“İnsanlar, keşke şu kabirde yatan ölü ben olaydım, diye temenni etmedikçe kıyamet kopmaz.” Yani ahir zamanda insanlar arasındaki fitne ve fesat o kadar fazla olacak ki, insanlar kabirdekilere imrenecekler.
Nitekim Efendimiz s.a.v. şu altı mesele meydana geldiği zaman toprağın altının üstünden iyi olacağını bildirmiştir:
• Beyinsiz devlet adamları milleti idare etmeye başladığı zaman… Buradaki ‘beyin’den maksat dünya aklı değildir. Allah’ın buyruklarına itibar etmeden kanunlar adına zulmeden ve Allah’a isyan eden devlet adamlarıdır.
• Devleti korumakla görevli olanlar dine düşmanlık etmeye başladığı zaman,
• Hakimler ve devlet memurları rüşvet yemeye başladığı zaman,
• Akrabalık bağları kopup, kimse kimsenin hakkına ve hukukuna riayet etmediği zaman,
• Bir mecburiyet olmadan insan öldürmek serbest olduğu zaman,
• Kur’an-ı Kerim okuyanlar nağme yaparcasına musikiyi Kur’an okuyuşuna kattıkları zaman…
Hayatta iken tövbe etme fırsatını kaçıranlar için ölüm en büyük felakettir. Ölümü düşünerek yaşamak ise müminin ahlâkıdır. Rasalullah s.a.v. Efendimiz;
“Zevkleri ve lezzetleri yok eden ölümü çokça hatırlayın.” buyurmuştur. Ölümü en çok hatırlayan, ölümden sonrası için en güzel hazırlanandır.
Mehmet Ildırar (Merhum Mehmet Yarbay)
Antika ve Porselen Tamiri | Antika Hastanesi