(Bu yazıda müzik-ses uygulaması vardır. Dinlemek isterseniz yukarıda resmin altında bulunan oynatma tuşuna basınız)
Adı Aşk Olan
Ey Âdem, su ile toprak arasında iken nebî olan!.
Ey, insanların ve meleklerin kapısına sığındığı..
Ey tevhidin kilidi ve anahtarı olan!..
Ey ümmetinden her ferdin, ayağının topuğunu bir defa öpebilmiş bir kum tanesi olmayı arzulayacağı resul..
Ey insanlığın iftihar tablosu!..
Ey iki cihanın saadet güneşi; peygamberlerin bile şefaat için kapısını çalacağı gaye insan!..
Ey Allah Tealâ’nın seçkin yaratıp insanların arasına gönderdiği!..
Ey, seni tanımaksızın ve sana saygı göstermeksizin Cenab-ı Hakk’ın kabul dergâhı kapısının açılmayacağı aziz nebî..
Ey inceliği ve güzelliği karşısında kendi kabalığımızı ve çirkinliğimizi gördüğümüz Fahr-i Kâinat..
Ey Allah’ın Kur’an’la ismini yücelttiği haya ve edep kaynağı!..
Ey nurani esasların kıblesi, nebilerin sonuncusu, resullerin efendisi..
Ey var oluşunun şerefine Allah’ın topyekün varlığı hediye ettiği ilk ve son varlık nuru!.
Ey ömründe bir defa bile kahkahayla gülmemiş olan mahzun peygamber..
Ey bulutların başının üzerinde şemsiye açtığı Cenâb-ı Peygamber..
Ey bir parmak işaretiyle ayı ikiye bölen, mucizenin tâ kendisi!..
Ey Allah kelâmına mecra bir çift kutsî dudağın sahibi…
Ey Allah’ın Kur’ân-ı Kerîm’de, “Şüphesiz Allah ve melekleri Peygamber’e salât ediyorlar. Ey iman edenler! Siz de ona salât edin, selam edin” (Ahzâb 33/56) diye buyurduğu âlemlerin medâr-ı iftiharı..
Ey, “Kim bir yazıda senin üzerine salavat getirirse, ismin o kitapta devam ettiği müddetçe, melekler bile yazana istiğfar etmekten ayrılmazlar” diye iman ettiğim kutlu söz!..
Ey eskimeyen biricik yeni ve solmayan biricik renk! Ey cömertlik denizinin avuçlarında dalgalandığı Resûl-i Ekrem!..
Ey Hz. İbrahim’in duası, Hz. İsa’nın müjdesi!…
Ey, “Âlemleri senin için yarattım” hitabının sahibi!..
Ey ümmetinden birinin gafletle hataya düşmesinden, azaba duçar olmasından elemlenen rahmet peygamberi!..
Ey kendisini Rabb’inin edeplendirdiği ve edebini en güzel şekilde eylediği evrenin şeref burcu!..
Ey ebedî saadet devletinin padişahı, kâinat sedefinin incisi!..
Ey müminlerin yüzünün akı, gözünün nuru olan emin peygamber!..
Ey perde arkasında gün yüzü görmemiş bakirelerden daha fazla haya sahibi olan sevgililer sevgilisi..
Ey güzel ahlâkı tamamlamak için gönderilen, yaratılmış en güzel insan!..
Ey Allah’ın kendisini miraçla şereflendirdiği, tekrar ashabının arasına dönerek yeryüzünü kendi miracına çıkartan biricik sevgili!..
Ey Allah’ın sevgilisi olmak mertebesine yükselen, rütbelerin en ilerisindeki Peygamber-i Zîşan.
Ey insanlığı doğuran gül medeniyetinin mimarı, iki cihan serveri!..
Ey iki kurbanlığın yetimi!..
Ey, “Allahım beni mahzun etme; bana vaadini lütfet” diye Rabb’ine yalvaran, âlemlerin Rabbine ulaşmak için en büyük vasıta olan efendiler efendisi…
Ey Allah’ın Kur’ân-ı Kerîm’de, “Senin şanını yükseltmedik mi” (înşirâh 94/4) hitabının sahibi!..
Ey kendisine indirilen dini en güzel şekilde tebliğ eden!..
Ey dostu Ebû Bekir’in, mübarek naaşına bakarak, “Yaşarken güzeldin, öldüğünde güzelsin, bir kere öldün, bir daha ölmeyeceksin!” dediği güzellik şahikası!..
Ey senden bahseden şairlerin, senden bahsetmekle şiirlerine şeref kazandırdığı!..
Ey şairlik edasına sığmayan, kalemin ve kelâmın anlatmakta âciz kaldığı..
Ey düşmanlarının bile kendisinde kusur bulamadığı!..
Ey adı Allah Azimüşşan ile birlikte anılan!..
Ey adı aşk olan!..
Hani ashabına, “Siz öyle bir zamanda yaşıyorsunuz ki şeriatın onda birine uymazsanız helak olursunuz. Fakat öyle bir zaman gelecek ki o zaman şeriatın onda birine uyan kurtulacak” demiş, onları uyarmış, bizleri müjdelemiştin. İşte sana o zamandan sesleniyorum yâ Resûlallah…
Hani, “Özlüyorum” demiştin de ashabın: “Anam babam sana kurban olsun ey Allah’ın resulü, neyi özlüyorsun?” diye sormuştu. Sen de, “Âhir zaman kardeşlerimi özlüyorum” demiştin. İşte sana âhir zamandan sesleniyorum yâ Resûlallah. Tek özlemim ve ümidim senin bu hitabının muhatabı olabilmektir.
Hani ashabından biri yanına gelmiş, seni sevdiğini söylemişti de sen, “Ne diyorsun beri gel” demiştin. O yine,
“Anam babam sana feda olsun. Seni seviyorum yâ Resûlallah!” demişti. Sen, “Ne söylediğini iyi düşün” demiştin. O yine aynı şeyleri söyleyince, “Eğer beni seviyorsan o halde fakirliğe karşı kendine bir zırh hazırla. Çünkü fakirlik, beni sevene yüksekten inen bir selden daha çabuk ulaşır” buyurmuştun.
Ey adı aşk olan!
Bana aşkınla güç ver ki her halükârda aşkını haykırabileyim. Hani o kutlu insanlardan o güzide ashabından olan, Ebû Nuaymân birkaç defa karşına sarhoş çıkmıştı da Ömer celallenip kılıcını çekmiş, “Müsaade et, şuna dersini vereyim yâ Resûlallah!” demişti. Sen ise onu tutmuş, “Bırak yâ Ömer, o Allah ve Resulünü sever, Allah ve Rasûlü de onu sever” buyurmuştun. Bunları yazan, Allah’ın ve resûlü’nün karşısında mahcup bir kul var ki; o Allah ve Resulü’nü sevmektedir.
Ey mâlikü’1-mülk olan Zü’1-celâl ve’1-ikrâm!
Ey kişi ile kalbi arasına giren, kalpleri evirip çeviren Allahım! Kalbimi senin dinin üzerine sabit kıl. Ey esması ile kulunu bütün yaratılmışlardan üstün kılan Rabbim! “Seni sevmeyi ve seni seveni sevmeyi ve senin sevgine beni yaklaştıracak şeyi sevmeyi bana nasip et. Bana senin sevgini sıcak ve hararetli bir günde soğuk suyu arzulamaktan daha sevimli kıl.”
Ey esrarına varılamayan, sırrına erilemeyen, kıymeti bilinemeyen… Artık bizleri sana ve resulüne mahcup olmaktan kurtar. “Ben onlardan razıyım..” dediğin, resulünün “Ümmetim!” diye hitap ettiği, alnındaki secde izini aşkının mührü olarak taşıyan kullarından eyle. Kullarınla bir eyle…
Ey mazlumların, sadıkların ve âşıkların Allah’ı! Sevgilin olan resulünün vesilesi hürmetine onun yetimleri olan bizleri; bu ümmeti, bu milleti iki cihanda aziz eyle…
Amin
Adı Aşk Olan
Peygamberlik Sırası
Mürşid ile Tevbeye Mecbur muyuz?