Kalpte kimin sevgisi var?
Yüce Allah’ın, kulların kalbinden geçenlere tamamıyla vakıf olduğu Kur’an’da defalarca ifade edilmiştir. Allah Teâlâ’nın insanın yaptığı işi bilmiş olması yeter. Dikkat ediniz! İnsan, her hareketini kontrol altında bulunduran biriyle alışverişte bulunmaktadır. Hayret ki pek çok insan, kusurum ortaya çıkmasın diye görülebilecek yerlerini yıkar ve temizler. Maalesef Allah’ın nazargâhı olan kalbi ihmal ederler. Bir defacık onu kirli düşüncelerden temizlemeyi akıllarına getirmezler. Mümkün olsaydı da insanlar, kalbi temizlenmemiş bir kimsenin kalbinden geçen düşünceleri görebilseydi, ondan kaçarlar yahut onu yanlarından uzaklaştırırlardı.
Kalp bir ülkenin yöneticisi gibidir. Diğer uzuvlar da ona tâbidir. Eğer idareci durumunda olan kalp, doğru yolda ise tebaa durumundaki diğer uzuvlar da doğru yoldadır. Nitekim Allah Resulü şöyle buyurmuştur:
“Hiç şüphesiz bedende bir et parçası vardır; o güzel olunca bütün beden güzel olur, o bozulunca bütün vücut bozulur. Dikkat edin! O kalptir. “
Maraş’ın bir kasabasında bir devlet memuru var. Kendi muhitindeki bir kıza kara sevda derecesinde âşık olmuş. Gece gündüz durmadan onu sayıklıyor. Fakat bu kızı başka biriyle evlendirmişler.
Bu adamın, âşık olduğu kızı unutması mümkün olmamış. Kerem’le Aslı’nın hikâyesine dönmüş. Durmadan her yerde o kızın ismini sayıklıyor. Kızın ismi de Ayten. Gece gündüz “Ayten, Ayten, Ayten” diye sayıklıyor.
Sekiz ay kadar hastahanede tedavi de görmüş. Ama hiçbir faydası olmamış. Biri onlara,
-“Hastanızı bir de Menzil’e götürün” demiş. Yakınları da bu kişiyi bir ümit, Menzil’e götürmüşler. O aşık da, yakınları da sadatların elinden tövbe almışlar. Akşam da adabı yapmışlar. O kişinin yakını (ağabeyi) bir ara Gavs hazretlerine durumu anlatmış, Gavs-ı Sani hazretleri de;
-“Dua ederiz” demiş. Ertesi sabah korumalara yalvarmış, “Benim böyle bir hastam var. Biz bunun için geldik. Doktorları gezdim faydası olmadı. Ne olur mübareğe söyleyiverin” demiş. Korumalar da, “Sen akşam söyledin daha ne icap eder” demişler.
Bir gün sonra da otobüse binip memleketlerine doğru yola çıkmışlar. Otobüs Menzil’den uzaklaşırken bu aşık kardeşimiz başlamış ağlamaya. Hem ağlıyor hem bağırıyor:
-“Kurban Seydam, kurban Gavsım. Sen ne büyük zatmışsın. Kalbimde o kadının sevgisinden hiçbir şey kalmadı. Sen ne büyük zatmışsın. Allah senden razı olsun.”
İşte görüyorsunuz kardeşler bunların hepsi bir tövbeyle, bir nazarla oluyor. Bir nazarla kalp asıl sevilmesi gerekeni nasıl buluyor. Aslına dönüyor.
Doktor Ahmet Çağıl
Yar ile bayram