ETME ŞİİRİ
Şems (Şems-i Tebriz-i), Mevlâna’nın günlerce ve gecelerce sohbet ettiği, kendi gibi gördüğü bir başka âşık, bir başka Hakk yolcusudur. Birlikte çok vakit geçirirler, uzun sohbetlere dalarlar. Fakat onların bu ilahi aşklarını idrak edemeyen bir güruh Konya’da haklarında dedikodu yapmaya başlarlar.
Şems buna çok üzülür ve Konya’yı terk edip Şam’a gider. Mevlâna bu sevgili dostunun gidişine yıkılır, Şems’e içinde bu şiirin (Etme!) de bulunduğu bir mektup gönderir. Şems bu mektuptan çok etkilenir ve Konya’ya geri döner.
‘’Etme!’’; içtenlik, derinlik ve samimiyet dolu bir şiirdir… ‘’Etme!’’ kararlı bir gidene karşı bir çaresizliğin, boyun eğmiş bir yakarışın, çok derinden gelen bir yalvarışın şiiridir.
Başka bir yar, başka bir dosta meylediyorsun, etme.
Sen yadeller dünyasında ne arıyorsun yabancı?
Hangi hasta gönüllüyü kastediyorsun, etme.
Çalma bizi, bizden bizi, gitme o ellere doğru.
Çalınmış başkalarına nazar ediyorsun, etme.
Ey ay, felek harab olmuş, altüst olmuş senin için…
Bizi öyle harab, öyle altüst ediyorsun, etme.
Ey, makamı var ve yokun üzerinde olan kişi,
Sen varlık sahasını öyle terk ediyorsun, etme.
Sen yüz çevirecek olsan, ay kapkara olur gamdan.
Ayın da evini yıkmayı kastediyorsun, etme.
Bizim dudağımız kurur sen kuruyacak olsan.
Gözlerimizi öyle yaş dolu ediyorsun, etme.
Aşıklarla başa çıkacak gücün yoksa eğer;
Aşka öyleyse ne diye hayret ediyorsun, etme.
Ey, cennetin cehennemin elinde olduğu kişi,
Bize cenneti öyle cehennem ediyorsun, etme.
Şekerliğinin içinde zehir zarar vermez bize,
O zehri o şekerle sen bir ediyorsun, etme.
Bizi sevindiriyorsun, huzurumuz kaçar öyle.
Huzurumu bozuyorsun, sen mahvediyorsun, etme.
Harama bulaşan gözüm, güzelliğinin hırsızı.
Ey hırsızlığa da değen hırsızlık ediyorsun, etme.
İsyan et ey arkadaşım, söz söyleyecek an değil.
Aşkın baygınlığıyla ne meşk ediyorsun, etme.
MEVLANA CELALEDDİN RUMİ
Antika ve Porselen Tamiri | Antika Hastanesi