Münafıkın Gözü Olmasaydı,
Bir gün öğle namazından sonra, Cebrail Aleyhisselâm yetmişbin melek ile gelerek, En’am suresi ni getirdi. Resulullah hazretleri o gece bütün Eshâb-ı kirâmı Aişe r.a hazretlerinin evinde topladı. Kandil yakıp, Sure-i En’âm’ı okudular. Kandil ışığı azalınca Resulullah hazretleri Ebu Bekr hazretlerine buyurdular ki,
- Yâ Eba Bekr, kandili ışıklandır.
Bir sâat sonra yine karardı. Hazret-i Resul-i ekrem yine buyurdu.
- Yâ Ebâ Bekr, kandilin ışığını çoğalt.
Hazret-i Ebu Bekr, kandili ışığını çoğaltmak için kalktı. Baktı ki kandilin yağı tükenmiş. Dedi ki,
- Ya Resulallah! Kandilde yağ kalmamış. Bu gece yağ almak imkânımız da yoktur. Kandil bize lâzımdır, kelâm-ı Rab’bul alemin’i okuyalım.
Hazret-i Resulullah buyurdular ki, -
Bir miktar kendi ağzının tükürüğünden kandile damlat.
Aişe-i Sıddika hazretleri buyurur ki,
- Babam bir miktar ağzının suyunu, Resulullah hazretlerinin emr-i şerifi ile kandile damlattı. Kandilin ışığı çoğaldı. Allah Tebareke ve Tealâ hazretlerinin emir ve fermânı ile şiddetli bir ışık oldu ki, Ashâb-ı kirâm’ın gözlerini kamaştırdı.
Server-i âlem (sallallahu teâlâ aleyhi ve sellem) hazretleri buyurdu ki:
- Bu kandili söndürmeyiniz!
Kırk gün kırk gece o kandil, Aişe-i Sıddıka hazretlerinin evinde yandı.
Bir münâfık hazret-i Aişe’nin evine geldi. O kandili gördü. -
Ne acaip kandil, kırk gün kırk gecedir sönmez, dedi.
O saatte o kandil söndü. Cebrail Aleyhisselâm geldi ve dedi: - Ya Muhammed! Allah Tebareke ve Teâlâ hazretleri buyurur:
“Ben çeşm-i bed (fena bakışlı) kullar da yarattım. Eğer o münafıkın gözü olmasaydı, kıyamete kadar o kandil; Ebu Bekr’in (R.A) ağzının suyunun bereketi ile sönmezdi.”
Antika ve Porselen Tamiri | Antika Hastanesi