Allah’ın Rahmeti
1957 – Hz. Ebü Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor:
“Resulullah (aleyhissalâtü vesselâm) buyurdular ki:
“Allah celle şânühü mahlukâtın olmasına hükmettiği zaman (Müslim’in rivâyetinde: “Allah mahlükâtı yarattığı zaman”) yanında bulunan, Arş’ın gerisindeki bir kitaba şunu yazdı: “Muhakkak ki rahmetim gazabıma galebe çalmıştır.”
Buhâri, Tevhid 15, 22, 28, 55, Bedi’ül’-Halk 1; Müslim, Tevbe 14, (2751); Tirmizi, Daavat 109, (3537).)
Buhâri’nin bir diğer rivâyetinde:
“Rahmetim gazabıma galebe çaldı” denmiştir.
Buhâri ve Müslim’in bir rivâyetlerinde: ”
(Rahmetim) gazabımı geçti” denmiştir.
1958 – Ebü Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor:
“Resulullah (aleyhisselâtu vesselâm) buyurdular ki:
“Allah rahmeti yüz parçaya böldü. Bundan doksan dokuz parçayı kendine ayırdı. Yer yüzüne geri kalan bir cüzü indirdi. (Bunu da -cin, insan ve hayvan mahlukatı arasında taksim etti.) Bu tek cüz(den nasibine düşen pay sebebiyledir ki mahlukat birbirlerine karşı merhametli davranır. At, (hayvan) yavrusuna basmamak endişesiyle ayağını bu sayede kaldırır.”
Buhâri, Edeb 19, Rikâk 19, Müslim 17, (2752); Tirmizi, Daavât 107-108, (3535-3536).
1959 – Selmânu’l-Fârisi (radıyallâhu anh) anlatıyor:
“Resulullah (aleyhissalâtü vesselâm) buyurdular ki:
“Allah’ın yüz rahmeti var. Bunlardan biriyle mahlukat kendi aralarında birbirlerine merhamet gösterirler. Doksan dokuz rahmet de Kıyamet günü içindir.”
Müslim, Tevbe 20, (2753).
1960 – Müslim’de gelen bir diğer rivâyette
Resulullah (aleyhissalâtü vesselâm):
“Allah, arz ve semayı yarattığı gün, yüz rahmet yarattı. Her bir rahmet göklerle yer arasını dolduracak kadardır. Ondan yeryüzüne tek bir rahmet indirmiştir. İşte anne, yavrusuna bununla şefkat eder. Vahşi hayvanlar ve kuşlar birbirlerine bununla merhamet ederler. Kıyamet günü geldiği vakit Allah, rahmetine bunu da ilâve ederek (tekrar yüze) tamamlayacaktır.”
Müslim, Tevbe 21, (2753).
Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor:
“Resulullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
Allah Teâla Hazretleri diyor ki:
Ey Ademoğlu! Sen bana dua edip, (affımı) ümit ettikçe ben senden her ne sâdır olsa, aldırmam, ben seni affederim.
Ey Ademoğlu! Senin günahın semanın bulutları kadar bile olsa, sonra bana dönüp istiğfar etsen, çok oluşuna bakmam, seni affederim.
Ey ademoğlu! Bana arz dolusu hata ile gelsen, sonunda hiç bir şirk koşmaksızın bana kavuşursan, seni arz dolusu mağfiretimle karşılarım.
Allah’ın rahmeti
Peygamberlik Sırası
Yorumlar kapalı.