Gıybetin caiz olabileceği yerler
Birinci özür: Bir kimsede görülen zulmü şikayet etmektir. Yani uğradığı haksızlığı yetkili zat veya makama şikayet etmek mübahtır.
İkinci özür: Bir kişi bir yerde fesat işlendiğini görür, bu fesadı önlemeye gücü yeten başka bir kimseye gider, o fesat işe engel olmasını ister. Böyle bir durumda, gördüğü kötü işleri anlatmak caizdir.
Üçüncü özür: Fetva sormaktır. Mesela eşim, babam veya başka biri bana şöyle yapıyor veya söylüyor dese gıybet olmaz. Fakat en iyisi, bir kimse şöyle yaparsa ne cevap verirsiniz şeklinde sormaktır.
Dördüncü özür: Bir kimsenin kötülüğünden başkasını korumak için onun ayıplarını söylemektir. Mesela bir kimse bir kadınla evlenmek isterse, kadında bulunan ayıbı o kişiye söylemelidir. O ayıbı söylemezse ötekine zarar ve ziyan gelecektir.
Beşinci özür: Bazı bedeni kusurları olup bu kusurları kendilerine lakap olmuş kimselere bu lakapları ile hitap etmek gıybet olmaz. Mesela Topal Hasan, Kör Osman, Kekeç Ahmed gibi… Bu kusurları kendilerine isim olduğu için o kimseler, bunu işitmekten üzülmezler. Yine de onları başka isimle anmak daha iyidir.
Altıncı özür: Açıkça günah işleyen hakkında konuşmak gıybet sayılmaz. Açıkta günah işlemekten utanmayanları anlatmak caizdir.
Nitekim Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve selem) bu konuda şöyle buyurmaktadır:
“Açıkça günah işleyen kimsenin yaptığı işi söylemek gıybet sayılmaz.”
Salt b. Tarif, “Hasan-ı Basri’ye (Rahmetullahi aleyh), açıktan ve çekinmeden günah işleyen bir adamın gıybeti olur mu? diye sordum. Hasan-ı Basri (Rahmetullahi aleyh), “Olmaz, çünkü onda bir hayır yoktur” dedi.
Hasan-ı Basri (Rahmetullahi aleyh) diğer bir sözünde, “Üç kişinin gıybeti olmaz. Bunlar, nefsinin kötü arzularına uyanlar, açıkça günah işleyenler ve zalim hükümdarlardır” dedi.
Bu yazı Siracettin Önlüer’in “Kalbin Hastalıkları” adlı kitabından alınmıştır.
Antika ve Porselen Tamiri | Antika Hastanesi