Anasayfa Sesli Kuran-ı Kerim Mülk Suresi (67.sure)

Mülk Suresi (67.sure)

tarafından Nasihatler.Com
5 dakika Okuma süresi
A+A-
Orjinale Dön

Mülk Suresi

Kuranı Kerim’in 67.suresi olan Mülk Suresi
Mekke’de nâzil olmuştur; 30 ayettir. Adını, birinci âyetinde geçen “el-mülk” kelimesinden almıştır. Ayrıca Tebareke, Münciye, Mücadele, Mâni’a, Vâkiye adları ile de anılır. Bu sûreyi her gece okuyanın, pek büyük sevaba nâil olacağına ve sûrenin faziletlerine dair hadisler vardır.

3-4. âyetlerde evrenin eksiksiz-kusursuz yaratılışına, mükemmel işleyişine ve düzenine dikkat çekilmekte, böylece bu muhteşem varlık düzeninin bir tesadüfle meydana gelmiş olamayacağı ve devam edemeyeceği; bunun ancak üstün bir ilim, irade ve kudret sahibinin yaratması ve yönetmesiyle mümkün olduğu belirtilmektedir (yedi göğün anlamı hakkında bk. Bakara 2/29).

Meâlde “Sonra gözünü tekrar tekrar çevir de bak” diye tercüme ettiğimiz cümlenin lafzî karşılığı, “Sonra gözünü iki kez daha çevir de bak” şeklindedir. Ancak bu ibare çokluktan kinaye olup sayı olarak iki defayı değil, defalarca bakmayı ifade eder (bk. İbn Âşûr, XXIX, 19-20).

Yıldızlarla donatılmış gibi bir görüntü verdiği için gökyüzünün kandillerle süslenmesinden söz edilmiş, yıldızlar geceleyin kandil gibi ışık saçtıklarından onlara mecaz olarak “kandiller” (mesâbîh, tekili: misbâh) denilmiştir (Taberî, XXIX, 3).

Yıldızlarla şeytanların taşlanmasından maksat ise göklerdeki meleklerin konuşmalarını dinleyip onlardan bilgi sızdırmak için kulak hırsızlığı yapmak isteyen şeytanların bu yıldızlardan çıkan parlak ışıklarla, bir tür ateş toplarıyla engellenmesidir.

Bu ve benzeri âyetlerle ilgili olarak klasik tefsirlerde ayrıntılı yorumlar bulunmakla birlikte müteşâbihattan olan bu tür âyetlerin anlamları hakkında zamana, şartlara, bilimsel verilere göre farklı görüşler ileri sürmek mümkündür. Ayrıca gayb konularına giren âyetlerin yorumunda iddialı olmamak gerekir.

Çünkü gayb âleminin mahiyetini Allah’tan başka kimse bilemez; biz gayb bilgilerine sadece inanırız (gökyüzünün yıldızlarla süslenmesi ve bunlarla şeytanların taşlanması konusunda bilgi için bk. Hicr 15/16-18; Sâffât 37/6-10). “Taşlanma” şeklinde çevirdiğimiz rücûm kelimesi “sağlam bir bilgiye dayanmadan konuşmak, kafadan atmak” mânasına da geldiği için âyete, “insan ve cin şeytanlarının yıldızlara bakarak aslı faslı olmayan şeyler söylemeleri” mânası da verilmiştir (Şevkânî, V, 299).

Mülk Suresinin Fazileti

Ebıı Hüreyre’nin (RA) rivayet ettiğine göre Resul-i Ekrem (SAV) şöyle buyurmuştur:
“Kur’ân-ı Kerîm’de otuz âyetlik (şartı yüce) bir sure vardır. Bu sure (kendisini okuyan) kimseye (kıyamet yünü) şefaat eder ve Allah’ın onu affetmesini sağlar. Bu sure Tebâreke (Mülk) suresidir.”
İbn Abbas (RA) anlatıyor: “Sahabilerden biri, kabir olduğunu bilmediği bir kabrin üzerine çadırını kurmuştu. Bir de ne görsün; orası Mülk suresini sonuna kadar okuyan bir kimsenin kabri değil mi?
Bunun üzerine çadır kuran adam Resulullah’a gelerek,
-“Ey Allah’ın resulü! Kabir olduğunu bilmediğim bir yere çadırımı kurmuştum, ansızın oradan bir adam belirdi ve Mülk suresini sonuna kadar okudu” dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (SAV),
-“Bu sure (kabir azabına, veya kabir azabına sebep olan günahlara karşı) engeldir, bu sure kurtuluş sebebidir, kişiyi kabir azabından kurtarır” buyurmuştur.

Câbir’den (RA) rivayete göre: “Hz. Peygamber, Elif lâm mîm. (Secde suresi) suresiyle , Tebârekellezî (Mülk suresi) suresini okumadan uyumazdı.

Rahmân ve Rahîm (olan) Allah’ın adıyla.

  1. Mutlak hükümranlık elinde olan Allah, yüceler yücesidir ve O’nun her şeye gücü yeter.
  2. O ki, hanginizin daha güzel davranacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratmıştır. O, mutlak galiptir, çok bağışlayıcıdır.
  3. O ki, birbiri ile âhenktar yedi göğü yaratmıştır. Rahmân olan Allah’ın yaratışında hiçbir uygunsuzluk göremezsin. Gözünü çevir de bir bak, bir bozukluk görebiliyor musun?
  4. Sonra gözünü, tekrar tekrar çevir bak; göz (aradığı bozukluğu bulmaktan) aciz ve bitkin halde sana dönecektir.
  5. Andolsun ki biz, (dünyaya) en yakın olan göğü kandillerle donattık. Bunları şeytanlara atış taneleri yaptık ve onlara alevli ateş azabını hazırladık.
  6. Rablerini inkâr edenler için cehennem azabı vardır. O, ne kötü dönüştür!
  7. Oraya atıldıklarında, onun kaynarken çıkardığı uğultuyu işitirler.
  8. Neredeyse cehennem öfkesinden çatlayacak! Her ne zaman oraya bir topluluk atılsa, onun bekçileri onlara: Size, (bu azap ile) korkutucu bir peygamber gelmemiş miydi? diye sorarlar.
  9. Onlar şöyle cevap verirler: Evet, doğrusu bize, (bu azap ile) korkutan bir peygamber gelmişti; fakat biz (onu) yalan saymış ve: Allah’ın bir şey gönderdiği yok; siz olsa olsa büyük bir sapıklık içindesiniz! demiştik.
  10. Ve: Şayet kulak vermiş veya aklımızı kullanmış olsaydık, (şimdi) şu alevli cehennemin mahkumları arasında olmazdık! diye ilâve ederler.
  11. Böylece günahlarını itiraf ederler. Artık (Allah’ın rahmetinden) uzak olsun, o alevli cehennemin mahkumları!
  12. Fakat daha görmeden Rablerinden (azabından) korkanlara gelince, onlar için gerçekten hem bağışlanma hem de büyük mükâfat vardır.
  13. Sözünüzü ister gizleyin, ister açığa vurun; bilin ki O, kalplerin içindekini bilmektedir.
  14. Hiç yaratan bilmez mi? O, en ince işleri görüp bilmektedir ve her şeyden haberdardır.
  15. Yeryüzünü size boyun eğdiren O’dur. Şu halde yerin omuzlarında (üzerinde) dolaşın ve Allah’ın rızkından yeyin. Dönüş ancak O’nadır.
  16. Gökte olanın, sizi yere batırıvermeyeceğinden emin misiniz? O zaman yer sarsıldıkça sarsılır.
  17. Yahut gökte olanın üzerinize taş yağdıran (bir fırtına) göndermeyeceğinden emin misiniz? İşte (bu) tehdidimin ne demek olduğunu yakında bileceksiniz!
  18. Andolsun ki, onlardan öncekiler de (bunu) yalan saymışlardı; ama benim karşılık olarak verdiğim azap nasıl olmuştu!
  19. Üstlerinde kanatlarını aça-kapata uçan kuşları (hiç) görmediler mi? Onları (havada) rahmân olan Allah’tan başkası tutmuyor. Şüphesiz O her şeyi görmektedir.
  20. Rahmân olan Allah’a karşı şu size yardım edecek askerleriniz hani kimlerdir? İnkârcılar ancak derin bir gaflet içinde bulunmaktadırlar.
  21. Allah size verdiği rızkı kesiverse, size rızık verebilecek olan kimdir? Hayır, onlar azgınlık ve nefrette direnip durmaktadırlar.
  22. Şimdi (düşünün bakalım), yüz üstü kapanarak yürüyen mi (varılacak) yere daha iyi erişir, yoksa doğru yolda düzgün yürüyen mi?
  23. (Resûlüm!) De ki: Sizi yaratan, size işitme duyusu, gözler ve kalpler veren O’dur. Ne az şükrediyorsunuz!
  24. De ki: Sizi yeryüzünde çoğaltıp yayan O’dur; ancak O’nun huzuruna gelip toplanacaksınız.
  25. “Doğru sözlü iseniz (söyleyin), bu tehdit hani ne zaman (gerçekleşecek)?” derler.
  26. De ki: O bilgi, ancak Allah’a mahsustur. Ben ise sadece apaçık bir uyarıcıyım.
  27. Ama onu (azabı) yakından gördükleri zaman, inkâr edenlerin yüzleri kararacak ve (kendilerine): İşte sizin isteyip durduğunuz budur! denecektir.
  28. De ki: Allah beni ve beraberimdekileri (sizin istediğiniz üzere) yok etse veya (öyle olmayıp da) bizi esirgese, (söyleyin bakalım) inkârcıları yakıcı azaptan kurtaracak kimdir?
  29. De ki: (Sizi imana davet ettiğimiz) O (Allah) çok esirgeyicidir; biz O’na iman etmiş ve sırf O’na güvenip dayanmışızdır. Siz kimin apaçık bir sapıklık içinde olduğunu yakında öğreneceksiniz!
  30. De ki: Suyunuz çekiliverse, söyleyin bakalım, size kim bir akar su getirebilir?

Mülk Suresi

Antika ve Porselen Tamiri | Antika Hastanesi

Bunları da beğenebilirsiniz