Anasayfa Hikayeler Nakşibendi Bereketi

Nakşibendi Bereketi

tarafından Nasihatler.Com
3 dakika Okuma süresi
A+A-
Orjinale Dön

Nakşibendi Bereketi

Iraklı Seyyid Mahmud isimli bir zat anlatıyor:

Rüyamda Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem’i güzel bir mekanda görmüştüm. Yanında ise heybet ve saygı uyandıran bir zat vardı.

Rasul-i Ekrem Efendimiz’e dedim ki:

-“Tevazu ve edeple duran bu heybetli şahıs kimdir? Ben sizin sohbetinizle şereflenemedim; zamanınıza ulaşmanın ve sizinle buluşmanın bereketine eremedim, bu saadeti kaçırdım. Ben şimdi ne yapayım ya Rasulallah?”

Allah Rasulü aleyhissalatü vesselam bana dedi ki:

-“Bereketime ve beni görmenin faziletine ermek istersen Bahaüddin’e uyman gerekir.” (Muhammed Bahaüddin Şah-ı Nakşibend k.s.)

Bunu derken yanındaki muhterem zatı gösterdi. Bu şeyhi daha önce görmüş değildim. Uyandığım zaman onun ismini ve hatırladığım eşkalini bir kitabın arkasına yazdım.

Uzun bir müddet sonra, bir gün bir manifaturacı dükkanında oturuyordum. Üstünde nur ve heybet bulunan bir adam geldi ve oturdu. Yüzünü görünce rüyadaki o simayı hatırladım. Bende büyük bir hal hasıl oldu. Kendime gelince evimi şereflendirmesi isteğimi sundum. Kabul etti. Kalkıp o önümde ben arkasında yürüdük. Dönüp bakmadan evime kadar gitti. Bu durum onda gördüğüm ilk keramet olmuştu. Çünkü daha önce asla evimi görmüş değildi.

Eve girince de bana mahsus olan ve içinde kütüphanem bulunan odaya geçti. Sonra şerefli elini uzatarak aralarından bir kitap çıkardı ve onu bana verdi.

– Bunun arkasına yazdığın nedir? dedi.

Bir de baktım ki, arkasına rüya ve tarihini yazdığım kitabın ta kendisi! Bunun üzerinden yedi sene geçmişti. Onun bu duruma vakıf olmasından dolayı bende evvelkinden daha büyük bir hal (cezbe hali) meydana geldi. İçinde bulunduğum halden sıyrıldığım zaman bana şefkat gösterdi, kendi cemaatinden olmamı kabul etti, beni kapısında hizmet saadetiyle şereflendirdi.

Câmiu Kerâmâti’l-Evliyâ, 1/249.-Nakşibendi Bereketi

Müride Hırsızlık Teklifi

Şah-ı Nakşibend Hazretleri’nin müritlerinden biri onu Buhara’ya davet etmişti. Akşam ezanı okunduktan sonra Necmeddin Daderk isimli müridine sordu:

-“Sana emrettiğim her şeyi yerine getirir misin?”

-“Evet” dedi Necmeddin.

-“Eğer hırsızlık yapmanı da emretsem yapar mısın?”

-“Hayır, bunu yapamam. Çünkü Allah haklarına tevbe kefaret olarak yeterli olur; fakat bu iş kul haklarındandır.”

-“Madem ki emrimizi tutmazsın, bize arkadaşlık da etme!”

Mevlâna Necmeddin bu cevap üzerine korku ve endişeye kapıldı, yeryüzü ona dar geldi. Derhal tevbe ve pişmanlık izhar etti. Onun hiçbir emrine muhalefet etmemeye de azmetti. Orada bulunanlar da ona acıyarak aracı oldular ve şeyhten onu affetmesini rica ettiler. Şeyh Hazretleri de adamı bağışladı.

Sonra Şah-ı Nakşibend Hazretleri, yanında Necmeddin ve birkaç müridi olduğu halde dışarı çıktı. Bab-ı Semerkand mahallesine yürüdüler. Şeyh bir evi göstererek dedi ki:

-“Şunun duvarını delin de içeri girin. Falan yerinde içi eşya dolu bir çanta bulacaksınız. Onu alıp getirin.”

Söylendiği gibi yaptılar. Sonra oracıkta bir köşeye birlikte çekilip oturdular. Bir süre sonra köpek ulumaları duydular. Şeyh Hazretleri, Necmeddin ve bazı arkadaşlarını o eve gönderdi. Oraya varınca, hırsızların diğer bir duvarı delerek içeri girdiklerini ve orada bir şey bulamadıklarını anladılar. Hırsızlar kendi aralarında: “Bizden önce hırsızlar gelmiş de içeridekileri almışlar!” diyorlardı.

Şeyh Hazretleri’nin müritleri bu işe şaştılar. Ev sahibi ise kendisine ait bir bostanda bulunuyordu. Şah-ı Nakşibend k.s. sabahleyin bir müridiyle eşyalarını ona gönderdi. Mal sahibini şöyle haberdar etmesini de tembihledi: “Dervişler senin eve uğramışlar da, şu hırsızlık meselesini fark ederek eşyaları hırsızlardan kurtarmışlar.” Sonra Mevlâna Necmeddin’e bakıp dedi ki:

-“Emre uymuş olsaydın daha çok hikmetler görürdün.

Câmiu Kerâmâti’l-Evliyâ, 1/250.
Nakşibendi Bereketi
Vird Ne Demektir?
Cezbe Nedir, Ne Demektir? (1)
Seyda Hazretlerinin Bir Kerameti

Antika ve Porselen Tamiri | Antika Hastanesi

Bunları da beğenebilirsiniz