İbrahim Hakkı hazretleri dünyaya bağlanmanın kötülüğünü bir sohbetinde şöyle anlattı:
Dünya zıll-i zail dir. Ona güvenen nadimdir. O seninle kalsa da, sen onunla kalamazsın.
Dünyadan çıkmadan önce, kalbinden dünya sevgisini çıkar.
Dünya lezzetlerine aldanmayan cennet nimetlerine kavuşur. İki alemde aziz ve muhterem olur.
Dünya haraptır. Şerbetleri seraptır. Nimetleri zehirli, safaları kederlidir. Bedenleri yıpratır. Emelleri arttırır. Kendini kovalayandan kaçar. Kaçanı kovalar.
Dünya bala, içine düşenler de sineğe benzer. Nimetleri geçici, halleri değişicidir.
Dünyaya ve buna düşkün olanlara inanılmaz. Çünkü, bunlarda vefa ve sefa bulunmaz. Fani olanı ver ki, baki olanı alasın. Kendini bilen kişinin bu dünyaya düşkün olmasına şaşılır. Şakiler dünyaya sarılır. Saidler baki olana sarılır. Bedeninle dünyada ol, kalbinle ahireti bul! Nefsin arzularını terk eden pak olur, afetlerden selamet bulur. Allahü tealanın razı olmadığını terk edene, Allahü teala ondan iyisini ihsan eder.
Dünyayı anlayan, onun sıkıntılarından üzülmez.
Dünyayı anlayan, ondan sakınır. Ondan sakınan, nefsini tanır. Nefsini tanıyan Rabbini bulur. Mevlasına hizmet edene, dünya hizmetçi olur.
Dünya insanın gölgesine benzer. Kovalarsan kaçar. Kaçarsan, seni kovalar.
Dünya, aşıklarına mihnet yeridir.
Lezzetlerine aldanmayanlara, nimet yeridir.
İbadet edenlere kazanç yeridir.
İbret alanlara hikmet yeridir.
Onu tanıyanlara selamet yeridir.
Ana rahmine nisbetle, Cennet gibidir.
Ahirete nisbetle çöplük gibidir.[
Dünya Hayatı
Ölümden önce olan her şeye dünya denir. Bunlardan, ölümden sonra faydası olanlar, dünyadan değil ahiretten sayılırlar. Çünkü, dünya ahiret için tarladır.
ahirete yaramayan dünyalıklar, zararlıdır. Haramlar, günahlar ve mübahların fazlası böyledir.
Dünyada olanlar dinimize uygun kullanılırsa, ahirete faydalı olurlar. Hem dünya lezzetine, hem de ahiret nimetlerine kavuşulur. Mal iyi de değildir, kötü de değildir. İyilik, kötülük, onu kullanandadır.
O halde mel’ûn olan, kötü olan dünya, Allahü tealanın razı olmadığı, ahireti yıkıcı yerlerde kullanılan şeyler demektir.
Kendini ve Rabbini unutup, lezzetlerine, şehvetlerine düşkün olanlar, yolda hayvanının süsü ile, palanı ile, otu ile uğraşıp, arkadaşlarından geri kalan yolcuya benzer.
Çölde yalnız kalıp, helak olur. İnsan da ne için yaratılmış olduğunu unutup, dünya zinetlerine aldanır, ahiret hazırlığı yapmazsa, ebedi felakete sürüklenir.
Dünya sevgisi ahirete hazırlanmaya mani olur. Çünkü, kalb onu düşünmekle, Allah’ı unutur. Beden, onu elde etmeye uğraşarak ibadet yapamaz olur.
Dünya ile ahiret, doğu ile batı gibidir ki, birine yaklaşan, ötekinden uzak olur.
Bir kimse ibadetini yapmaz ve geçiminde, kazancında, Allahü tealanın emir ve yasaklarını gözetmezse, dünyaya düşkün olmuş olur.
Allah-u Teala herkesin kalbini bundan soğutur. Bunu kimse sevmez.
İbrahim Hakkı Hazretleri
Dünya Hayatı