Nuh Suresi
Kuranı Kerim’in 71.suresi olan Nuh Suresi Mekke’de nâzil olmuştur; 28 ayettir. Hz. Nuh’un ilâhî elçi olarak gönderilişi ve mücadeleleri anlatıldığından sûre bu ismi almıştır.
Nuh aleyhisselâm, Kur’an’da adı çokça geçen ve dini tebliğ konusunda kavmiyle mücadelesine yer verilen peygamberlerin ilkidir. Kur’an’da Nuh’tan önceki bazı peygamberler de anılmakla birlikte onların inkârcılarla mücadelesi hakkında detaylı bilgi verilmemiştir.
Nuh’un soyu, hayatı, peygamberliği, inkârcı toplumuna karşı sergilediği mücadele ve Nuh tufanı hakkında Hud suresinin tefsirinde genişçe bilgi verilmiştir. (bk. 11/25-49; ayrıca krş. A‘râf 7/59-64).
İlk âyette Nuh’un peygamber olarak gönderildiği ifade edildikten sonra gerçeği inkâr edenlerin bu dünyada başlarına gelmesi mukadder olan felâketlere işaret edilmiştir. Müfessirler bu felâketin Nuh tufanı olduğu kanaatindedirler.
- Ayette Nuh’un, bir taraftan “ size belirli bir vadeye kadar süre tanısın” derken, diğer taraftan Allah’ın belirlediği vade geldiğinde artık ecelin ertelenmeyeceğini söylemesi müfessirlerce iki şekilde açıklanmıştır:
a) Allah, topluluk olarak iman etmeleri şartıyla insanlar için bir ecel tayin etmiştir. Ancak inkârda ısrar ettikleri takdirde belirlenen ecel gelmeden yine topluluk olarak cezalandırılıp helâk edilmeleri de ilâhî takdirin gereğidir. İman etmeleri halinde ise belirlenen o vakte kadar toplumsal varlıklarını devam ettirirler.
b) Maksat, ömrün zamansal anlamda uzayıp uzamaması değil, bereketli, hayırlı ve verimli geçip geçmemesidir. Şu halde burada Allah tarafından belirlenen ecelin değişebileceği bildirilmemiş; fakat insanların değişmeyecek ecelleri gelinceye kadar iman ederlerse mutlu ve huzurlu olarak yaşayıp ölecekleri, ama iman etmezlerse mutsuz ve huzursuz yaşayacakları, nihayet hayatlarının da felâketlerle son bulacağı anlatılmak istenmiştir (Zemahşerî, IV, 161; Şevkânî, V, 342).
Rahmân ve Rahîm (olan) Allah’ın adıyla.
- Kendilerine yakıcı bir azap gelmeden önce kavmini uyar, diye Nuh’u kendi kavmine gönderdik.
2.”Ey kavmim dedi,ben sizin için açık bir uyarıcıyım”
- “Allah’a kulluk edin; O’na karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin.”
- “Ki Allah bir kısım günahlarınızı bağışlasın ve sizi belli bir vâdeye kadar tehir etsin (muahaze etmeden yaşatsın)” Bilinmeli ki Allah’ın tayin ettiği vâde gelince, artık o ertelenmez. Keşke bilseydiniz!”
- (Sonra Nuh:) Rabbim! dedi, doğrusu ben kavmimi gece gündüz (imana) davet ettim;
- Fakat benim davetim, ancak kaçmalarını arttırdı.
- Gerçekten de, (imana gelmeleri ve böylece) günahlarını bağışlaman için onları ne zaman davet ettiysem, parmaklarını kulaklarına tıkadılar, (beni görmemek için) elbiselerine büründüler, ayak dirediler, kibirlendikçe kibirlendiler.
- Sonra, ben kendilerine haykırarak davette bulundum.
- Sonra, onlarla hem açıktan açığa hem de gizli gizli konuştum.
- Dedim ki : Rabbinizden mağfiret dileyin; çünkü O çok bağışlayıcıdır.
- (Mağfiret dileyin ki,) üzerinize gökten bol bol yağmur indirsin,
- Mallarınızı ve oğullarınızı çoğaltsın, size bahçeler ihsan etsin, sizin için ırmaklar akıtsın.
- Size ne oluyor ki, Allah’a büyüklüğü yakıştıramıyorsunuz?
- Oysa, sizi türlü merhalelerden geçirerek O yaratmıştır.
- Görmediniz mi, Allah yedi göğü birbiriyle ahenktar olarak nasıl yaratmış!
- Onların içinde ayı bir nur kılmış, güneşi de bir çerağ yapmıştır.
- Allah, sizi de yerden ot (bitirir) gibi bitirmiştir.
- Sonra sizi yine oraya döndürecek ve sizi yeniden çıkaracaktır.
- “Allah,yeryüzünü sizin için bir sergi yapmıştır.”
- “Ki, onda geniş yollar edinip dolaşabilesiniz.(diye).
- (Öğütlerinin fayda vermemesi üzerine) Nuh: Rabbim! dedi, doğrusu bunlar bana karşı geldiler de, malı ve çocuğu kendi ziyanını arttırmaktan başka işe yaramayan kimseye uydular.
- Bunlar da, büyük hileler, büyük desiseler kurdular!
- Ve dediler ki: Sakın ilâhlarınızı bırakmayın; hele Ved’den, Suva’dan, Yeğus’tan, Ye’uk’tan ve Nesr’den asla vazgeçmeyin!
- (Böylece) onlar gerçekten birçoklarını saptırdılar. (Rabbim!) Sen de bu zalimlerin ancak şaşkınlıklarını arttır!
- Bunlar, günahları yüzünden suda boğuldular, ardından da ateşe sokuldular ve o zaman Allah’a karşı yardımcılar da bulamadılar.
- Nuh: “Rabbim! dedi, yeryüzünde kâfirlerden hiç kimseyi bırakma!”
- “Çünkü sen onları bırakırsan kullarını saptırırlar; yalnız ahlaksız, nankör (insanlar) doğururlar (yetiştirirler).”
- “Rabbim! Beni, ana-babamı, iman etmiş olarak evime girenleri, iman eden erkekleri ve iman eden kadınları bağışla, zalimlerin de ancak helâkini arttır.”
Nuh Suresi
Antika ve Porselen Tamiri | Antika Hastanesi
Yorumlar kapalı.